Mukaddes Emanet

Efendimiz (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde: Bu dava, güneşin doğup battığı her yere ulaşacak.' ifadesini kullanır. Bu hadisden, şehirlisinden köylüsüne, siyahından beyazına herkesin İslâm'a inanıp onu yaşayacağı ve bu din, sadece medenîlerin veya bedevîlerin ya da sadece falanca kavmin dini olmayacağı, bütün insanlığın dini hâline geleceği mânâlarını çıkarmak mümkündür.

Ne var ki, bu uğurda bütün çaba ve gayretler gösterilmiş olmasına rağmen, yeryüzünde şimdiye kadar bu denli bir yayılma söz konusu olmamıştır. Ancak bu durum, hadislerin mânâsıyla bir çelişki arz ediyor şeklinde algılanmamalıdır. Zira şu ana kadar bu davayı temsil eden insanlar, çağlarına has bütün imkânlarını kullanmışlar ve vazifelerini yerine getirmişlerdir. Bundan sonrası ise, muhabere ve muvasala vasıtalarının, bir köy hâline getirdiği şu dünyanın insanlarına düşmektedir. Evet bu vazife, İslâm'a gönül vermiş insanların omuzlarına konmuş mukaddes bir emanettir. Bugün bu emanet, bir tâk gibi onların başları üzerinde durmaktadır. O hâlde mezkur vazifenin yerine getirilmesi için herkes kendini birinci kutlu ve birinci sorumlu bilmelidir.