Marifet Yolu
Bu yolda, Kitab, Sünnet, akıl ve fıtratın şehadetleri, Allah'ın sanat eserleriyle âdetâ pırıl pırıl çok dallı bir yol gibi belirir her yerde. Sâlik ayaklarını bu teminatlı şehraha sağlam basabilmişse, artık o, her yerde Hakk'ın kendi nefsine şehadetini duyar ve "şehidallahu (Allah'tan başka ilah bulunmadığına) şahit bizzat Allah'tır" (Âl-i İmran, 18) der; melekler ve ilim erbabının ikrarlarını, bu beliğ ilanın bir aks-i sadası gibi vicdanında işitir."ve'l-melâiketü ulü'l-ilm (Bütün melekler, hak ve adaletten ayrılmayan ilim adamları da bu gerçeğe, (Azîz ve Hakîm Allah'tan başka ilâh olmadığına) şahittirler" (Âl-i İmran, 18) sözlerini soluklar.. derken, O'nun zatının lâzımı olmayan bütün vasıta ve vesilelerin eriyip gittiğini görür ve tam bir huzur-u zevkîye erer.
Kimileri de, insanın idrak ufkunu aşkın öyle bir marifet çağlayanı içindedirler ki, onların dünyasında delillerin ağzında birer fermuar.. bütün şahidler, Şahid-i Hakikî'nin huzurunda bulunmanın verdiği hicapla iki büklüm.. bütün vasıtalar, yakını uzak etme hacaletiyle tir tir.. dellallar da suskun ve o âna kadar ortaya attıkları beyanların tashihiyle meşgul. Her şeyin "bî kem u keyf" bir vicdan müşahedesiyle, Kutup Yıldızı gibi kendi etrafında dönüp durduğu işte bu nokta, sık sık "sübühat-ı vech" ile gözlerin kamaştığı, melekler gibi sâlikin de bakışlarının bulandığı, senin, benin "Hû"ya teslim-i silah ettiği bir zirvedir. Bu zirveye ulaşan insan yer yer, ilmin de, vücudun da hakikî kaynağının çepeçevre her şeyi kuşattığını görür; tarif ve yorumu, herkesin kendi seviyesinin maşrıklarından bir sürü tulûu birden duyar, birden yaşar, birden zevk eder ve her zaman "cem'" mırıldanır durur. Bu cem sâlikin, isimlerin, zat, sıfât ve ilâhî ef'al ile tecelli-i iltisakının duyulup hissedilmesi ve vicdanın da vesile ve vasıtalara açık yanları itibarıyla dağınıklıktan kurtulup "..innâ ileyhi râciûn (...Biz Allah'a aidiz ve vakti geldiğinde elbette O'na dönceğiz" (Bakara, 156) ufkuna ulaşmasıdır; yoksa o, bazılarının vehmettiği gibi "fena-i mutlak" ve "ittihad" demek değildir..
- tarihinde hazırlandı.