Tasavvuf Kitaplarında Marifet ve Marifet-i İlahi

Tasavvuf kitaplarında kudsî hadis diye rivayet edilen şu mübarek sözler bu konudaki bütün şerhlerin, izahların esası mahiyetindedir ve insana oldukça ciddi ipuçları verir:

"Ey insanoğlu, nefsini bilen Beni bilir; Beni bilen Beni arar; Beni arayan mutlaka Beni bulur ve Beni bulan bütün arzularına ve dahasına nail olur.. nail olur ve Benden başkasını Bana tercih etmez. Ey insanoğlu, mütevazi ol ki, Beni bilesin.. açlığa alış ki, Beni göresin.. ibadetinde halis ol ki Bana eresin. Ey insanoğlu, Ben Rabbim; nefsini bilen Beni de bilir.. nefsini terk eden Beni bulur.. Beni bilmek için nefsini terk et; Benim marifetimle mamur olmayan bir kalb kördür!"

Marifet-i ilâhî bazen, "Hakkı bilenin dili tutulur" fehvasınca, salik için bir hayret, bir dehşet ve sükut ufku olur. Bazen de, "Hakkı bilenin dili çözülür" medlulünce, hak yolcusu için bir beyan kaynağı haline gelir; onun heyecan ve ifadelerinde köpürür durur ve gider bütün kulaklarda yankılanır. Hazret-i Muhammed Parisâ'nın yaklaşımıyla: "Allah'tan başka zatullahı bilen yoktur" sözü de, "Allah'tan başkasını bilmem" beyanı da kendi vadilerinde doğrudur ve bu, aynı anda zıtların doğruluğu demektir.