Derecelerine Göre Tefrid İnsanı
Birinci derecedeki tefrid yolcuları, her zaman arayış içinde bulunan ve ihlâsa koşan iman ve marifet kahramanı muhlislerdir. İkinci derecedeki sâlikler, vefa ve samimiyetini tam ifade edebilmiş marifet ve muhabbet fedaisi sadıklardır. Vazife ve misyonlarıyla tanımaya çalıştığımız üçüncüler ise, Hakk'ı halka duyuran, aç vicdanları doyuran ve ruhları vuslata uyaran mürşid ve mübelliğlerdir. Bu en son makamın şehsuvarları ilk iki mertebe ile alâkalı evsâfı da hâiz olduklarından bunlara ariflerin imamı müntehîler denmesi doğru olur. Bütün müntehîlerin müntehîsine gelince O, Hazreti Ruh-i Seyyidi'l-Enâm ve Ferîd-i Kevn u Zaman olan Efendimiz Hazreti Ahmed u Mahmud u Muhammed Mustafa Aleyhi Ekmelü't-Tehâyâ'dır. O'nun daire-i kudsiyesine yakın bir hayli büyük insan ve hattâ Ulü'l-Azm Enbiyâ-yı İzâm vardır.. ve derecelerine göre bunların her biri de müstesna bir hil'atle şereflendirilmişlerdir; ne var ki, bu meydanın biricik Sultanı da yine o kudsîler ordusunun Başbuğu Hazreti Muhammed Mustafa'dır. Başkalarının bir "ân-ı seyyâle"sine canlar feda ettikleri o Hazreti Nuru'l-Envâr'ın iltifatına mazhariyet, İnsanlığın İftihar Tablosu'nun hep ahvâl-i mütemâdîsi olmuştu. Tabir-i diğerle, başkalarındaki bütün güzellikler ve ziyâ, O'na akseden ilahî tecellilerin in'ikâsından ibaretti.
Bür'e Sahibi, bu mazhariyeti şöyle ifade eder;
"Peygamberân-ı izâm'ın getirdiği mucizeler, Hazreti Muhammed'in (s.a.s) nurunun onlara ittisali sebebiyledir. (Bizim) bilgi(miz), O'nun hakkında 'O bir beşerdir' der. Ama O yaratılanların en hayırlısıdır. Eğer O'nun elinden zuhur eden harikalar, O'nun gerçek kıymetine münasip cereyan etseydi; ism-i şerifleriyle dua edildiğinde çürümüş kemikler bile dirilirdi."
- tarihinde hazırlandı.