Tevazu İnsanlarının Özellikleri

1. Ve yine onlar, tebliğle tanıyıp, temsil ile en küçük farklı alternatiflere bile geçit verilmemesi lâzım geldiğine inanarak, Hz. Şâri’in beyanının dışında her şeye karşı kapanır; zevk ve idraklerine açılan farklı mülâhazaları da: Nice sağlam ve kusursuz sözleri ayıplayanlar vardır ki, kabahat onların sakat idraklerindedir" sözüyle karşılar ve kendi yetersizlikleriyle yorumlarlar.

2. Yine onlar, Kitap ve sünnete muhalif yollarla kurtuluşa erilemeyeceğinin idraki içindedirler.. ve en büyük güç kaynaklarını da Allah’a kullukta ararlar. Zaten, Allah’a kul olanın başkasına kulluk yapması mümkün olmadığı gibi, başkalarına kulluk zilletinden kurtulamayanın da O’na sağlam bir kul olması düşünülemez. Bediüzzaman bir yerde meâlen ne hoş söyler: "Allah’tan başka hiçbir şeyi O’na kulluk yapacak derecede kendinden yüksek görme!. ve kendini herhangi bir kimseden büyük görecek şekilde de kibre girme! Zira mahlukat ma’bûdiyetten uzaklık noktasında müsâvi oldukları gibi, yaratılmış olmaları itibariyle de birdirler."

3. Onlar, sa’ylerinin semeresini kendilerinden bilmez ve Allah’ın bir imtihan olarak onlara verdiği kıdemi.. ve kim bilir, hangi mülâhazayla ortaya koydukları sa’y u gayreti başkalarına üstünlük vesilesi saymazlar.. halkın hüsnü zan ve teveccühlerine bel bağlamaz ve bedel arayışına girmezler.. sevilip sayılmalarını bir iptilâ kabûl ederek, Allah’ın kendilerine olan lütuflarını etraflarına karşı minnet ve eza vesilesi görüp, Hakk’ın ihsanlarını halka karşı sebebi istibdat yapmazlar.

Hâsılı, tevâzu hulûkullah sarayının cümle kapısı olduğu gibi, Hakk’a ve halka yakın olmanın da en birinci vesilesidir. Gül toprakta biter.. insan semâlarda değil, yerde yaratılmıştır. Mü’min, secde ünvanıyla başı ile ayakları aynı noktada birleşince Allah’a en yakın olur Hz. Muhammed’e (sav) yapılan gökler davetiyesinin başında, tevâzu ve mahviyetinin remzi olarak "abduhu" (İsrâ/1) kelime-i mübeccelesi yazılmıştır.