Hürriyet ve İnsan İdraki

Hürriyet; insan vicdanının önemli bir rüknü sayılan iradenin en esaslı rengi, en ehemmiyetli fakültesi ve en hayâtî bir buudu olarak Allah’ın insanoğluna en müstesnâ ihsanlarından biridir. Bu büyük ve müstesnâ ihsan, İslâm literatürlerinde, ferdin kendi haklarına sahip olması şeklinde tarif edilmiştir ki; vuzûhu biraz da aksinin kavranılmasına bağlıdır. Bunun aksi ise, ferdin haklarına başkasının sahip olmasıdır ki, bu da düpedüz kölelik demektir. İnsana bu hakları, husûsî bir çerçevede bahşeden Allah’tır. Bu itibarla da insanın, bu hakları değiştirmeye, tebdil etmeye, satmaya hakkı yoktur. Hürriyetle alâkalı bu günahlardan birini işleyen insan, insanlığının bir bölümünü yitirmiş sayılacağı gibi, Allah indinde de ciddi bir sorumluluk altına girmiş olacaktır. Zira, böyle bir anlayış ve davranış her şeyden evvel insânî değerlere karşı saygısızlık demektir. Böyle bir saygısızlığı irtikap edenin, kendi varlığının şuurunda olduğu söylenemez; kendini idrak edememiş birinin de, gerçek mârifet, muhabbet ve Hakk’a kulluktan nasibi yoktur.