Sevgi ve Hoşgörüyle Toplumun Gülen Yüzü
Allah'ın büyüklüğünün ayrı bir tecellî buudu.. O, bazen, çok küçük varlıklara büyük işler gördürerek, esbâbın önemsizliğini vurgular ve farklı bir üslupla kendi ululuğunu hatırlatır. Bu süreçte, biz de hep aynı şeyleri yaşadık. Öyle ki, Kudreti Sonsuz, bir kısım sıradan, düz insanlara, gönüllerin kapılarını ardına kadar açtı ve sevgi saltanatında onlara âdeta Süleymanlık bahşetti; bahşetti de kinin, nefretin, kavganın temsilcisi bütün şeytanî ruhlar, geçici de olsa şoka girdiler ve ifritten emelleri ile hezeyan yaşamaya başladılar. Artık her yerde söz hoşgörü kahramanlarınındı; onların elinde taş-toprak som altın kesiliyor, kömür elmasa inkılâp ediyor, zehir de şeker-şerbete dönüşüyordu. Onlar, toplumun kendisi olma istikametindeki bu hızlı değişimiyle mest ü mahmur, toplum da yeniden kendi derinliklerini keşfetmekle ferih fahurdu. Evet, incelik bir kere daha zerafetle buluşmuş ve yıllardan beri kan, irin ve gözyaşından bıkmış gönüller, bir âsûde şafağı duyuyor gibi, tâlihlerine tebessümler yağdırmaya başlamışlardı. Artık herkes, bu gök kubbenin altında oturup-kalkıp gönül hikâyelerinden bahisler açıyor ve tabiî gönüllere inşirah veren bu gerçek beyan karşısında, söz şeklindeki cadı mırıltıları da saklanacak kuytular arıyordu. Her yerde ışık karanlıkları boğuyor ve her yerde kinin, nefretin uğultularının yerini en ince tellerden nağmelerle sevgi ve insanî münasebetler alıyordu. Gayz ve nefret, eli kolu bağlanmış ölümünü bekliyor, kin ve düşmanlık duyguları, daralıp büzüşmenin inkisarını yaşıyordu.
- tarihinde hazırlandı.