Dünya Saadetini Unutmak

Ümitle şahlanıp şevkle gerildiğimiz şu günlerde, semamızda kayan her yıldızın, beynimize saplanmış bir zıpkın gibi yüreğimizi hoplatmasına karşılık; daha şevkli, daha canlı olmamız gerektiğini düşünüyor ve ahd u peymanlarımızı bir kere daha gözden geçirme lüzumunu duyuyoruz: Hakk yolunda olmayı hayatımızın gâyesi bilecek; mala menala meyletmeyecektik! Ellerimiz zonklayan şakaklarımızda, milletin yolunu aydınlatacak ve kendini yiyip bitiren bir mum gibi eriyip gidecektik! Ayaklarımızın ucuna kadar gelen dünya ve onun ziynet ve debdebesini itecek; halkımızın îman, ümit ve gelecekteki mutluluğu adına şahsî haz ve saadetlerimizi, ne burada ne de ötelerde aramayacaktık! Gök, bütün yıldızlarıyla kaldırım taşları gibi ayaklarımızın altına serpilip, o âlemin kutsi sakînleri de istikbâl ve perdedarlığımıza koşsaydı, biz yine soluk soluğa insanımızın imdadına koşacak ve onu yükseltme yolunda Kaf dağından ağır yükleri omuzlayarak ona hizmet yolunu seçecektik... Bayırlarımızı, kar çiçeklerinin sardığı gün gelince de vazifemizin bitmiş olduğu şuuruyla, dostların bulunduğu âleme yönelecek ve iştiyakla onlara kavuşmayı dileyecektik..!