Safâ Kelimesinin Anlamı

Kalbin, arı-duru, kedersiz-küdûretsiz ve tertemiz olması diyeceğimiz safâ; sofiye ıstılahında, beşerî, cismânî ve nefsânî bulanıklıklardan arı-berî ve şeffaf olma halidir ki; "Şüphesiz onlar bizim nezdimizde saflardan saf hayırlı kimselerdi" (Sâd, 47) mealiyle vereceğimiz âyet-i kerime, bir kısım enbiyâ-i izâmın tebcili ve takdiri makamında işte böyle bir safveti vurgular. Aynı kökten gelen "Mustafa" kelimesi, her şeyin özü, hulâsası ve usâresi mânâlarına gelmesi itibarıyla, her zaman, enbiyâ-i izâm ve asfiyâ-i fihâm hazerâtının, oturup-kalkıp ulaşmayı hedefledikleri, Hulâsa-i Mevcudât ve Ruh-u Seyyidü'l-Kevneyn olan Efendimiz'in hususî mertebesine bakması açısından, "isim, aynı müsemmadır" fehvasınca ayrı bir önem arzeder ve enbiyâ arasında da bir aşkınlık remzidir.