Dördüncü Durum

Dördüncü disiplin ve hareket noktası olarak konuyu şöyle açmak mümkündür: Nefis kendini bizzat müstakil bir mevcut gibi görür veya öyle görme istidadındadır. Bu konuda bazen o, öylesine temerrüde girer ve bayağılaşır ki, her hâli, Mâbuduna karşı isyan buudlu bir düşmanlığa dönüşür, halbuki hiçbir varlığın kendi kendine ve bizzat mevcudiyeti söz konusu değildir. Aksine, canlı-cansız her varlık, mazhar olduğu hayat mertebesi itibariyle, sadece ve sadece Yüce Yaratıcı'nın isimlerine şöyle-böyle ayinedarlık etmektedir. Gerçi o, belli bir keyfiyeti haiz, belli bir derinliğe sahiptir ama, varlığı O'ndan, çerçevesi O'ndan; hususiyetleri O'ndan, muhtevası da O'ndandır.. ve her halükârda her zaman O'nunla kaimdir. Bu açıdan da nefsine bakan yönleriyle o, sonsuz karşısında bir sıfır, hakikî mevcut yanında bir hiç, asla nisbeten de bir gölgeden ibarettir. Onun kendini böyle yorumlaması, hakiki varlığa erme adına olumlu bir hamle, aksi ise ölüm ürperticiliğinde bir tökezlemedir. Evet insan gaflet edip kendini, dinamikleri kendinden bir varlık gördüğünde; yuvarlanır baş aşağı yokluğa gider; benliğinden vazgeçip Hakk'ın mücellâ bir aynası olduğunu düşün-düğü takdirde de, sonsuzluğun üveyki haline gelir; gelir, kendi dar çerçevesini yokluğa fırlatarak, Hakikî Mevcudun ziya-i vücuduna erer ve bütün darlıklardan kurtulur.

Merhum İkbal bu mülâhazayı: "Senin özünde Hakk'ın varlığından bir cevher ve O'nun tecellisinden bir şule var. Bilmiyorum ki, elde edilen bu inci O'nun deryası olmasaydı nerede bulunurdu." sözleriyle seslendirir ki, bir meçhul beyan üstadı da:

"Bil kendini sen, Allah'ı bilmekse muradın,
Kim nefsine arifse odur arif-i billah"

diyerek, getirir konuyu "Kendi benliğinin sırlarına vâkıf olan Rabbinin esrarına da vâkıftır" özlü sözüne bağlar..

Hazreti Mevlânâ ise mevzuu şöyle özetler:

"Kul benlik ve enaniyet cihetiyle yok olmadıkça, onun için hakikî tevhid ve Hakk'a ulaşmak imkânsızdır. Tevhid hulûl değildir; o, benlikten kurtulmak, (cismânî ve nefsânî arzular itibariyle) yok olmak demektir. (Bu böyledir) başka türlü boş sözlerle de batıl hak olamaz."