Dert ve Izdıraptan Başını Alamayan Yüce Şahsiyetler
Hakk'ın en şanlı kulları, "bir an belâ-yı dertten cüdâ" kalmadılar. Milletlerinin önüne düşüp onları aydınlığa çıkaranlar da... Günümüze kadar ter ü tâze fikirleri ve orijinal tespitleriyle insanlığın ölümsüz rehberlerinden biri sayılan Ebû Hanîfe, saygısızca hırpalandı, zindanlara atıldı ve inim inim bir hayat yaşadı. Ahmet bin Hanbel, âdi bir insan gibi tartaklandı ve bayağılardan bayağı işkencelere maruz bırakıldı. Hem de yıllarca!.. Serahsî, koca kâmûsunu (el-Mebsût) hapsedildiği kuyu dibinde te'lîf edip meydana getirdi. Ve daha çileli niceleri... Bu olgun rûhlar, âdeta preslerde sıkılıyor gibi işkencelere uğratıldıkça, başları gökler ötesi âlemlere yükseliyor ve aydınlanan gönülleriyle, milletlerin dirilişi yolunda, ebedî birer ışık kaynağı haline geliyorlardı. Campanella, zindanda; Cervantes esarette; Dostoyevski, kürek mahkûmu iken kendilerini keşfedebilmiş ve milletlerinin gönüllerinde ölümsüzlüğe ulaşmışlardı...
- tarihinde hazırlandı.