İnançsız ve Ümitsiz İnsan
Kendini aşamamış, ruhunda ölümsüzlüğe erememiş derbeder gönüller ise yer yer ölüm ve zevâle takılıp kalırlar; vakit vakit bedenî hazlarında boğulurlar ve zaman zaman da nefsânîlikleriyle târumâr olup giderler. Perspektiflerinde ikbâl hırsı, sînelerinde şöhret arzusu, ruhlarında şehvet hissi ve bencilliğin kurutucu fırtınalarıyla her an hazâna maruz bu tâlihsizler, hep inançsız, hep ümitsiz ve hep karamsar oldukları için, ne peşi peşine sökün edip gelen baharlar ne de yukarılardan akıp gelen nurlar, onların gönüllerinde en ufak bir ümit kıvılcımı meydana getiremez. Ego'nun öldürücü atmosferinde felce uğramış bu bahtsızlar, feleğin çarkları onların hevâ ve heveslerine göre hareket etsin isterler: Güneş arzularına göre doğsun; rüzgâr onların isteklerine göre essin; yağmurlar gönüllerine göre yağsın... Tek kelimeyle, Hakk'ın binlerce hikmeti sussun, onların hevesleri konuşsun dilerler..! Olmayacak şeylere gönül kaptırmış bu serseri ve çocuk ruhlar, hiçbir zaman umduklarını bulamaz, dolayısıyla da bedbînlikten kurtulamazlar.
- tarihinde hazırlandı.