Tarihteki Yerimizi Almak

Dünkü yerimiz, şimdilerdeki hasret ve inkisarlarımız içindir ki, bugünkü nesiller, en büyük kahramanlıklar içinde en büyük fedakârlıkları, en derin aşk içinde en çaplı hizmetleri, en sağlam tevekkül içinde en mantıkî sistemleriyle kaybettikleri zirvelere yeniden tırmanma, rüyâ ve hülyâlarında görüp-duydukları cennetleri elde etme; hislerinin hudutsuzluğu, duygularının sonsuzluğuyla düşünce gergeflerini geçmişin kaneviçesi üzerine ve fakat bugünün renk ve desenlerine göre işleme mecburiyetindedirler. Yoksa daha bir süre hasret içinde inler dururuz.

Sînelerinde aşk u heyecan, dillerinde ölümsüzlük nağmeleri, gönül gözleri dünü-yarını bir arada müşahâdeye uyanmış yolu gözlenen bu yiğitler, hiçbir yana iltifat etmeden, hiçbir şey karşısında dize gelmeden, kaderlerinin yazılarını ilan edecekleri noktalara doğru ilerlerken, dünyâları yerinden oynatacak bir müthiş îman, bir müthiş aşk ve bir müthiş heyecanla yollarına devam etmelidirler ki, arkadan gelen inançlı nesillerin irâdelerine kuvvet, ümitlerine fer verip karanlık ruhları da yeis ve hasretler içinde bırakabilsinler.

Büyük ölçüde daha şimdiden, dünyânın dört bir yanında aşkla şevkle gerilmiş mü'min nesiller, kendi mübarek dünyâlarını ararken, duyup tattıkları, görüp hissettikleri Hakk'ın lütuflarının câzibe ve çarpıcılığı karşısında, ne fânîlik ve cismaniyetin aldatıcılığına, ne de her dönemeçte yollarını kesen gulyabânîlerin çokluğuna aldırmadan tâli'li tırmanışlarına devam etmekte ve zirvelerin hesabıyla dolup taşmaktalar bile.

Her gün biraz daha güçlü, biraz daha azimli, biraz daha iradeli ve soluk soluğa koştukları bu yolda, ruhlarının ebedîleştiğini, sonsuzluk düşüncesinin bütün benliklerini sardığını, cismâniyet ve bedenin ağırlıklarından kurtularak melekler gibi birer mânevî varlığa inkılâp ettiklerini duyan ve bu yüksek ruh haletinden ayrılmayı asla düşünmeyen bu hasbî ruhlar, gönül verdikleri bu aydınlık yoldan uzaklaşmayı en büyük günah sayacak ve görüp sezdikleri ışıklara, ruhlarını dolduran seslere, daha doğrusu Hakk'ın, gönüllerine saldığı ezelî vaatlere doğru ve geçmiş ömürlerimizi yeniden bize kazandırmak her biri birer hâtıra, şuraya buraya dağılmış bir gül devrinin bütün güzelliklerini biraraya getirmek sonra da bizlere bütün zamanları birden yaşatmak için kendilerini Cennet esintilerine kaptırmış gibi, alabildiğine şevkli, alabildiğine neşeli, hiçbir şeye takılıp kalmadan, fevkalâde kıvrak, çalımlı ve tıpkı bir zafer yürüyüşüyle hayatın daha bahtlı daha intizamlı olduğu iklimlere koşacak ve bizlere, gönüllerimize, hülyâlarımıza, emellerimize sığmayan en tatlı devirleri yaşatacaklar.