Sabır Hakkında Yapılan Yorum ve Tesbitler

Bu arada işarî tefsirciler de, sabrı, Kur’ân-ı Kerim’in bazı âyetleriyle irtibatlandırarak şu kabil yorumlarda bulunmuşlardır: "îsbiru vesabiru verabidu" (Âl-i İmran/200) âyetinde "îsbiru" ile insan nefsinin taate karşı sabrı, "sabiru" kelimesiyle maruz kalınan şeyler karşısında dayanılması, "rabidu" sözüyle de Allah’a karşı aşk u iştiyakın devam ettirilmesi.. veya "îsbiru" ile sabr fillah, "sabiru" sabr billah "rabidu"ile de sabr maallah.. yahut ifadesiyle nimetlere karşı duygu, düşünce istikameti, "sabiru" ile zorluk ve sıkıntılara katlanma azmi, "rabidu" ile de herşeye rağmen Allah’la münasebetin devam ettirilmesi kastedilmiştir.

Erbab-ı Hakikatçe sabra bir diğer yaklaşım ise; iyi-kötü herşeyin Cenab-ı Hakk’tan bilinip, aklın zahirî nazarında iyi olanlara şükürle, nahoş görünen şeylere karşı da rıza ile mukabelede bulunma şeklindedir. Ancak insanın, altından kalkamayacağı musibetler, zor eda edeceği mükellefiyetler ve çoklarının yuvarlanıp içine düştüğü günahlara girme endişesiyle halini Allah’a arzetmesi, o çok ağır sorumlulukları için O’ndan yardım istemesi ve günahlardan korkup O’nun sıyanetine sığınması da katiyen şikayet değildir. Şikayet olması şöyle dursun, böyle bir tavır çok defa şahsın niyet ve düşüncesine göre tazarru, niyaz, tevekkül ve teslimiyet bile sayılabilir.