Kutup İnsanının Özellikleri

Bir kutup, hususî mazhariyetleri ve vazifesiyle mütenasip özel donanımı açısından tıpkı Kutup Yıldızı gibi tektir, yektadır; yer ve gök ehlinin de gözdesidir. Her zaman melekûta açık bu sırlı santralin a'yân-ı zâhire ve bâtına üzerinde, tıpkı ruhun ceset üzerindeki aktivitesine benzer bir tesir ve nüfuzu söz konusudur. Onun nüfuzu mârifetine, mârifeti Hakk'ın ilmine, o da, "ne aynı ne de gayrı" çerçevesiyle Hazreti Zât'a tâbidir. Kutup zatında bir damladır; ama göz bebeğiyle güneşlere açık bir damla.. o bir zerredir; ama bütün semalara ayna olabilecek bir zerre.. o bir sıfırdır, ama sonsuzu aksettirecek kadar zâtî değerlere dayalı bir sıfır..

Kutup, bir gözü bütün mükevvenâtta diğeri eşyanın perde arkasında sürekli mârifet avlar ve gönlüne akan hikmet ibrişimleriyle varlığın ruh ve mânâ desenlerini işleyerek, çevresine lâhûtî dantelalar sunar. O her zaman bir güneş gibi etrafına ışık saçar ve dört bir yanı aydınlatır.. sürekli ummanlar gibi köpürür ve gönüllere hayat ifâza eder. Kutup, kendi ruhundaki potansiyel zenginlik ve derinlikleri tam inkişaf ettirip ortaya koyan bir insan olması itibarıyla, beşerî çerçevenin çok çok üstünde bir performans kahramanıdır. O, hiss-i melekiyesi itibarıyla, kalbi İsrâfil'e, nutku Cebrail'e, kuvve-i cazibesi Mikail'e, kuvve-i dâfiası da Azrail'e ayna bir kâmildir. Bu açıdan da o, bütün âlemlerin "min vechin" kalbi olma mesabesinde bir merkez insan/kendi çağı itibarıyla Allah'ın halifesi, Hakikat-ı Muhammediye (aleyhi afdalussalavât)'ın has talebesi ve temsilcisi, "taayyün-ü evveli"nin zaman üstü bir şuaı ve ilâhi esrarın bütün gönüllere intikalinde de nûrânî, şeffaf bir vasıtasıdır. Teşriî emirlerde olmasa da, tarîfî emirlerde veraset-i nübüvvet cihetiyle o bir vâzı'dır. Şia'nın bu payeyi, münhasıran Hazreti Ali'ye bağlamaları ve Mehdi ile noktalamaları onlara ait özel bir içtihat ve genişi daraltma mânâsına bir tahdittir. Allah dilediği her müstaidi bu şerefle şereflendirebilir ve onunla kendini anlatabilir.