Yaratılış ve Söz İlişkisi

Söz olmasaydı, bizler, ezele ait hiçbir şeyi duyamaz ve Yüce Yaratıcı’nın, gönlümüzü, gözümüzü dolduracak esrarını anlayamazdık... Söz sayesinde kâinat bir meşher, Hak’tan gelen kitaplar da birer dellâl kesildi. Söz, zebercet kakmalı bir taç gibi yeryüzü halifesinin başına konunca, varlığın mânâsı ayãn oldu ve biz de bütün bütün ondan ibaret hâle geldik...

Yeri-göğü bir araya getirip, birbirine bağlayan, dünyayı ukbâ ile bütünleştiren sözdür. Her ne kadar onun güzelliği ve yüceliği kendiliğinden görülmese de her şey ona muhtaç, her gizli güzelliğin kaynağı da odur.

O, burçları deviren öyle bir sancak ve kaleler fetheden öyle bir bayraktır ki; onun vesâyâsına girmeyen cihangirler bir köyü bile fethedememişlerdir. Fatih kumandanlar onun girdikleri yerlere girememiş, sultanlar onun ulaştığı ihtişama ulaşamamış ve hiçbir fâni onun kadar uzun ömürlü olamamıştır. Gelenler gitmiş; gidenler unutulup hâfızalardan silinmiş; ama o, hep taptaze ve olduğu gibi kalmıştır.