İnsanlık Ağacının Meyvesi Peygamber Efendimiz

İlk defa donanım ve mevhibeleriyle, sonra da bu donanım ve mevhibeleri inkişaf ettirip aşkınlığa ulaşmasıyla melekler üstü ufuklarda pervaz eden İnsanlığın İftihar Tablosu, varlık ağacının hem çekirdeği hem de meyvesiydi. İnsanoğlu, mensup olduğu bu ağaç ve onun bu müstesna meyvesiyle ne kadar iftihar etse azdır. Aslında "insan-ı kâmil" denince ilk akla gelen de O'dur. Varlık âleminde, O'nun kadar insanî muhtevasıyla zirveleşen bir ikinci insan göstermek mümkün değildir. Ne var ki bu yüce meyve de yine, insanlık ağacının meyvesidir. İnsanoğlu "eşref-i mahlûkât (yaratılanların en şereflisi)", Hazret-i Ruh-u Seyyidi'l-Enam ise bu en şerefli türün iftihar tablosudur.

Bu uçsuz-bucaksız kâinatlar, malzeme değeri-zaman değeri-ibdâ ve inşâ değeriyle, getirilip insana bağlanınca, O'nun kıymet-i hükmiyesinin bütün varlığı aşkın olduğu kendi kendine ortaya çıkacaktır. Hattâ sadece dünya değil, ukbâ dahi O'nun inkişaf etmiş hakikati adına plânlanmış dense sezâdır. O bu âlemle münasebetlerini devam ettirdiği aynı zamanda öbür âlemi de duymuş, oradaki beklentileriyle buradaki acıları, kederleri yumuşatmış ve o müthiş imanının enginliği ölçüsünde daha cennete girmeden, vicdanının derinliklerinde hep cennetleri yaşamış ve bu duygularını yol arkadaşlarıyla da paylaşmıştır. Bir kere daha tekrar etmeliyim ki O, bu enginliğine rağmen bir insandır ve insanlık tûbâsının da en nurlu meyvesidir.