İnsanın Değişik Yönleri

İnsan, dikkatleri üzerine çektiği günden bu yana, sathî ve derinden, kabaca ve hassasiyetle, kuş bakışı ve etraflıca pek çok defa ele alınmış, üzerinde durulmuş.. fizîkî ve rûhî, cismânî ve kalbî, hissî ve aklî yanlarıyla tekrar tekrar değerlendirilmiş önemler üstü öneme hâiz bir varlıktır. Ancak o, bazen, bal-kay-mak gibi şirin, bazen öğürtü hâsıl edecek kadar cıvık ve müteaffin.. bazen sonsuza açık ve âdetâ nâmütenâhî, bazen aptallığıyla sınırlı ve dapdaracık.. bazen tevazu ve mahviyetiyle sımsıcak, bazen kibir ve gururuyla takır takır ve yapayalnız.. bazen olabildiğine sinsi ve hâin, bazen alabildiğine açık, şeffaf ve emniyet buğulu.. bazen bencil ve ego yörüngeli, bazen diğergam, fedâkâr ve engin himmetli.. bazen vahşi, mütecâviz ve gaddar, bazen mûnis, hakperest ve merhametli.. bazen sahte, mürâî ve mütebasbıs, bazen yürekten, muhlis ve dobradop.. bazen basiretli, müdrik ve bakış zaviyesi sapasağlam, bazen de miyop, aptal ve şaklaban gibi birbirinden çok farklı ve birbirine zıt sıfatlarla karşımıza çıkar. Bütün bunlara rağmen o yine insandır.. ve bu farklılıkların, bu zıtlıkların temelde onun özüyle alâkası da yoktur. Temelde onun özüyle alâkası olmadığı gibi, bazılarının zannettiği şekilde onun iç güdüleriyle, korunma insiyakıyla ve üreme sevk-i tabiisiyle de hiç mi hiç alâkası yoktur.. ve aynı zamanda bunları, insanın, kendi kendini ne yapmak istiyorsa o olduğu (existansializm) düşüncesiyle irtibatlandırmak da katiyen doğru değildir.