Manevi Değerlere Dönüş İhtiyacı

Her şeyden evvel o, upuzun bir geçmişin değerlerle dopdolu katmanlarında birike birike, sıkışa sıkışa dünyalar kıymetine ulaşmış çok önemli bir hazinenin hazinedârlığı şuuru; bugünü dünle, yarını da bugünle iç içe mütâlâa edebilecek, mütâlâa edip değerlendirecek terkip kabiliyeti; geleceği mâzinin o muhteşem kaneviçesi üzerine sanatkârâne işleyecek zevk ve düşünce enginliği; sonra da bu şuur, bu kabiliyet, bu derinliği eksiksiz temsil edebilecek kalp ve kafa izdivâcına muvaffak olmuş ruh nesilleriydi. Tavırlarında bir zamanlar dünyayı idare etmiş olmanın vakar ve ciddiyeti; üsluplarında şanlı geçmişimizin derinlik ve ledünniyeti.. ve varlığı didik didik edip değerlendirmede, değerlendirip sağlam bir ukbâ muvâzenesi kurmada ilklerin mahâretini ortaya koyan ruh nesilleriydi.. dünyanın yanında ukbâya, fiziğin yanında metafiziğe açık anlayışlarıyla, içinde bulunduğumuz zamanı tarihe bağlayacak ve fâni ömürlerimizi ebediyetle irtibatlandıracak olan bu kudsîler sâyesinde alâkadar olduğumuz bütün dünyevî kıymetler birer manevî kıymete, bütün maddî güzellikler ve görkemler de birer uhrevî derinlik ve ihtişâma ulaşacaktır.

Mevcûdiyetleri bizim için İlâhî bir lütûf ve cennet ehlinin de muhâvere mevzuu bu olgun ruhların konuşmaları hep ilim ve hikmet, sükûtları müsamaha ve ibret, düşünceleri gönül kapılarını açan sırlı birer anahtar, davranışları da tül tül Kur’ân televvünlüdür. Çizgi çizgi çehrelerindeki mânâlarla her zaman kendilerini saydırmasını bilen, herkese bir şeyler anlatan, anlatıp semtlerine uğrayanları büyüleyen öyle engin gönüllerdir ki, olabildiğince dünyaya açık olmanın yanında herkesten ziyâde Allah’a yakın ve olabildiğine hür irâdeli, hür düşünceli olmanın yanında fevkalâde temkinli, îtinâlı ve dikkatlidirler. Topyekün varlığı bir meşher gibi temâşâ ede ede, bir kitap gibi yorumlaya yorumlaya ona o kadar âşinâ olmuşlardır ki, kâinâtın sahife ve satırları arasında, evlerinin sofa, salon, koridor ve odalarında dolaşıyor gibi rahat hareket eder ve uğradıkları her menzilde ayrı bir vâridâta erer, ayrı bir doygunluğa ulaşırlar.