Mabette İbadet Şevk ve İştiyakı

Mâzinin derinliklerinden gelen ses ve solukları dinlemek, bu çığlıkların yükseldiği o uhrevî âlemlerin koridorları sayılan mescitler, tekyeler, zâviyelerle ötelerin kapılarını zorlamak ibadetin aynı zevk haline gelmesi, vazifenin aynı mükâfat olması gibiydi. Evet, inanan gönüller bu yerlerde, aşkın, îmanın ruhunu bulur ve içlerinde öbür âlemin aks-i sadâsını duyarlardı.

Minarelerin alevden sesleri dört bir yandan duyulunca, ezan bir mûsikî gibi ruhlara siner, dinleyenlerin heyecanları mûsikîleşir ve artık aşkla coşan binlerce ruhun, bakışları derinleşen binlerce gözün, ışığa koşan binlerce pervanenin derin bir haşyet ve saygı ile O bilinmeze doğru akıp gittikleri görülür ve âdeta bütün dünyâlar, onların duydukları seslerden, koştukları aydınlık iklimlerden ve soluk soluğa yaşadıkları heyecanlardan ibaret kalırdı. Bu ilâhî sesler, bu lâhutî nağmelerle lâl kesilen binlerce insanın sükûtu, inançlı gönüllerde bulunan aşk, şevk ve sevda dolu hisler nâmına da söylemek niyet ve mükellefiyetiyle arş ve ferşi çınlattıran bir şive ile edâ edilirdi. Bazen umûmî teveccühün tabiî bir hâl aldığı öyle zamanlar olurdu ki, kendilerini manânın çağlayanlarına salıp bütünüyle mânevîleşen bu insanların hissiyatlarını ancak ezanlar ifâde edebilmiş gibi, bütün bütün susar ve ruhun derinliklerine ışıktan kıvılcımlar saçan o kelimelerin sihriyle büyülenir, sînelerinden yükselen heyecanlara, aşk ve şevklerinden fışkıran seslere kendilerini kaptırırlardı ve artık gözleri hiçbir şey görmezdi.

Ezan sesleri, mabed uğultuları sihirli anahtarlar gibi uyuyan bütün gönül kapılarını açar, açar da kendilerini bu ilâhî musikî zemzemesine salanlar, bu seslerde, kendi ruhlarından yükselen nağmeleri duyar; kendi aşk ve heyecanlarını dinler gibi olurlardı. Hele O’na yüzünü çevirirken gönlünün derinliklerine yönelebilenler, duâlarla, ricâlarla sık sık gidip O’nun kapısını vuranlar; îmanla, aşkla dolmuş, ruhlarının duyuş, düşünüş ve tasavvurlarını, ifşâ edilmedik hislerini, terennüm edemedikleri seslerini bu "lisân-ı Muhammedî" de bulur; bu sayede günde birkaç defa dolar ve boşalırlardı...