Peygamber Efendimizin (sav) Mezarının Manevi Etkileri

Ravza'nın bağrında insan her zaman, gözlere çarpan ve gönülleri saran bir büyüyle karşılaşır. Hislerinde, düşüncelerinde bir başka âlemin esintilerini duyar.. gönlünün derinliklerinde hayalî kapılardan geçer.. en mahrem iklimlerde dolaşır ve arzın minberinin dibinde Hak beyanıyla şekillenen o ezelî hutbeyi hem de Hatîb'inin ağzından dinliyor gibi dinler ve O'na ümmet olmanın mutluluğuyla yerlere kapanır.

Böyle bir duyuş ve seziş, böyle bir zevk ve heyecan elbette bir inanç, bir kanaat, bir teveccüh ve derince bir sezinin birleşmesinden meydana gelmektedir. O inanç, o kanaat, o teveccüh ve o seziyi yakalayanlar için Peygamber Köyü, Mescid-i Nebevî, aşıklar durağı muvâcehe neler söyler neler söyler..! Evet, konsantrasyonunu tamamlamış ziyaretçiler için Ravza, orada insanların his ve heyecanlarının çok üstünde kendine has hâli, içli sükûtu, vakarlı görünümü ve ledünnî derinliğiyle ötelere hep var olma zevkinin şiirini söyler.. göklerdeki korodan mûsıkîler dinletir ve yürekten kendisine yönelenlerin gönüllerine korlar salar ve herkese bir aşk u vuslat demi yaşatır. Sonra da yine o derin sessizliğine gömülür ve sizi vuslat otağında hüzünlü bir yalnızlık melâline terk eder.. terk eder de, o dakikaya kadar sanki size hiç esrar perdesi aralamamış gibi o kadim bikrinin iffetine bürünür.. bürünür ama, gönüllerinize ikinci çağrının dâvetiyesini bırakmayı da ihmal etmez.