Matürîdîye Göre İrade

Matürîdîler'e göre, maddî-mânevî bütün mahiyetimiz gibi, kudret ve iradelerimiz de mahlûktur. Ancak iki türlü kudret olduğu gibi iki nevi de irade vardır:

1. İrade-i külliye

2. İrade-i cüz'iye

İrade-i külliye bilkuvve (potansiyel) bir dileme, isteme ve seçme kabiliyetidir ki, bizimle beraber yaratılmış -şahıstan şahısa küçük bir kısım farklılıklar mahfuz- hiçbir hareket ve aktivitenin söz konusu olmadığı durumlarda bile, mahiyetimizde hep mündemiç ve vicdan mekanizmasının da harekete hazır bir rükn-ü sâmiti sayılır. Böyle bilkuvve bir iradenin hususî ve muayyen bir işe sarfedilmesine gelince ona "irade-i cüz'iye" denir ki, biz, böyle belli bir iş, belli bir hareket istikametinde ortaya konan isteme, dileme, tercihte bulunmaya "cüz'î irade" dediğimiz gibi onu "kasıt", "azim", "ihtiyâr" sözcükleriyle ifade ettiğimiz de olur.

Herhangi bir iş ve eserin meydana gelmesinde esas kabul edilen "illet-i tâmme" ise, insanın, şu veya bu istikamette ortaya koyduğu azm u kastın yanında, ilâhî kudret ve meşîetin taallukuna bir unvan olagelmiştir. Ona irade-i külliye veya irade-i cüz'iye demek doğru değildir. O, künhü nâkabil-i idrak bir irade ve kudret-i asliyedir ki, küllî irade mahlûkiyetiyle, cüz'î irade de itibarî vücuduyla o kudretin sadece birer tecellisinden ibarettir.