Saplantılı İnsan Tipi
Madalyonun diğer yüzündeki manzara da bundan farklı değildir. Vaktiyle en duru ilhâmlarla beslenen, en âşıkâne heyecanlarla coşup kanatlanan Cüneyd-i Bağdâdî, Bâyezid-i Bistamî, Ahmed Bedevî, Celâleddîn-i Rûmî, İsmail Ankarevî, Şeyh Gâlip gibi millette içtimâî rûhu uyandıran, kitleleri irşât edip insanlığa yükselten, maddî-mânevî tıkanıklıkları açan ve ruhları kamçılayıp ulvî âlemlere sevk eden hassas ruhların, feyizli dimağların,lahûtî ve ateşîn kalplerin yerini -büyük bir kısmı itibariyle- her nevî yeniliğe muârız, terakkî ve tekâmül istikâmetinde atılan her adıma muhalif, sînesi öbür âlemin heyecanlarından mahrûm, düşünceleri hakikatsiz ve her türlü ilmî araştırmayı günah sayan sığ bir gürûh almıştır. Öncekiler, milletlerinden, millî ruhtan uzaklaşmayı yenilik ve inkılâp saymakla; sonrakiler de şeklî bir mazîye ve onun kuru ve ruhsuz yanlarına saplanıp kalmakla milletlerine ihânet etmişlerdir. Birinciler, frenkleşmediği için kendi milletlerini dahi hor görecek kadar yabancılaşmış; berikiler ise sırf eski devirlerde bulunmadığı için bir kısım teknik gelişmeleri, yeni icat ve keşifleri, devriyle hesaplaşabilecek güçte fikir akımlarını bid’at saymış, lânetlemişlerdir...
- tarihinde hazırlandı.