Huzur ve İtminan Arayışı

Aslında, huzur ve itminân tüten bir hayat anlayışının düşlenmesi, duyulup hissedilmesi, biraz da içinde bulunduğumuz patırtı-gürültü, kin-nefret, kan-irin ve gözyaşlarıyla duman duman çevremizi saran atmosferden sıyrılmamıza bağlı. Evet, halihazırdaki durumumuz itibariyle, huzur, emniyet ve sükûnetten o kadar mahrum bulunuyoruz ki, senenin birkaç ayını, bir koruda, bir koyda, okyanusun enginliklerinde bir transatlantikte geçirmedikten sonra, onu birazcık duymamız mümkün değildir. Hatta bazen böyle bir inziva bile gerçek huzuru hatırlatmaya yetmeyebilir. Onu tam duyup özleyebilmek için, daha ciddi tecerrütlere ve insanî mülâhazalarımızı coşturacak, kanatlandıracak ortamlara ihtiyacımız olduğunu zannediyorum.