Sübuhat-ı Vech Tabirinin Anlamı
Cenâb-ı Hakk'ın, ârifân kalbinden bütün mâsivâullahı (Allah'tan gayri her şeyi) silip-süpürüp setretme sadedinde -bîkem u keyf- o müteâl varlığını onların o temizlerden temiz gönüllerine duyurma murad-ı sübhânîsine bağlı tecelli eden ve bütün beşerî ihsaslar, ihtisaslar ufkunu kuşatan Zâtî bir nur ve ziya tufanıdır sübuhât-ı vech. "Vech" kelimesiyle Zât-ı Bârî'nin kastedilmesi açısından ona, esmâ ve sıfât-ı sübhâniye nurlarını da ihata eden "envâr-ı Zât" diyenler de olmuştur ki, böyle perdesiz, hâilsiz ve min vechin hicabsız bu Zâtî nurlar karşısında, ârifin iç ihtisasları ufkunda " - O'nun Zât'ı müstesna her şey hâlik ve mütelâşîdir." (Kasas, 28/88) hakikati zuhur eder gibi olur da bütün mâsivâ, hatta esmâ dahi tamamen silinir gider ve ârif-i billâh, böyle bir şuaât karşısında kendini hayret ve hayret üstü değişik ahvâl içinde bulur.
- tarihinde hazırlandı.