Ülkemizin Refahı İçin Eğitim ve Öğretime Ağırlık Veriyordu
Bedîüzzaman, hep okuma, düşünme, çalışma diyor ve millet fertlerini mütekabil yalnızlıktan kurtarmak, mükemmel bir toplum ve mamur bir millet haline getirmek için durmadan çırpınıyordu. Ülke ve insanımızı böyle bir zirveye taşımak için de sürekli "maârif" diyor, talim ve terbiyeden dem vuruyordu. Her tarafta neşr-i maârif ve her şekilde talim ve terbiye.. mescitler, medreseler, kışlalar, sokaklar, parklar, hatta hapishaneler bile bu eğitim seferberliğine katılmalıydı ona göre... Katılmalıydı: zira ancak maârif sayesinde, aklî ve mantıkî vahdet gerçekleşebilirdi. Önce, dimağ dimağa birleşip bütünleşemeyenler, bir yolda uzun zaman, beraberliklerini sürdüremezler. Evvelâ vicdanlar birleşmelidir ki, daha sonra gönüller ve eller de birleşebilsin. Böyle bir birleşmenin yolu da, hayatın dinî disiplinlere göre ele alınmasına, -kitap, sünnet ve selef-i sâlihînin sâfiyâne içtihatları mahfûz- zamanla mukayyet şeylerin çağın idrakine göre yorumlanmasına vâbestedir.
- tarihinde hazırlandı.