Milletimizin Dirilmesi Manevi Değerlere Bağlı
Şimdi rica ederim, hayatı yaşanmaz bir yük ve muamma haline getiren bu ahlâkî sefaleti ve her gün içimizde daha bir girdaplaşan bunalımları ne ile aşacak?. Ferdî, ailevî, içtimâî buhranlardan nasıl kurtulacak?. Ve nasıl güvenle geleceğe yürüyeceğiz? Dünyanın şurasından-burasından ithal edilmiş üç beş fantezi düşünce ile mi?. Ya da her şeyi üzerine bina etmeye çalıştığımız çağın akliyatçılığıyla mı?.. Hayır hayır! Ne o nesepsiz düşünceler ne de bu karanlık mantık tek başına o Kafdağı'ndan ağır yükün altından kalkacak gibi değil.
Yıllardan beri bu dünyada, ortaya konan her yenilik hamlesi, hep şeklî bir değişiklikten ibaret kalmış; ne bir gâye-i hayâl takip edilebilmiş ne de söylenen hedeflerin en küçüklerine ulaşılabilmiştir. Zirveleri tutanlar, âdetâ ellerinde fırça, millî ve içtimâî bünyede meydana gelen yaralara boya çalmayı marifet, hatta inkılâp zannetmiş ve toplumun can damarı sayılan en hayatî organlarındaki iç kanamaları ve bu iç kanamaların meydana getirdiği komplikasyonları bir türlü görememişlerdir. Yakın tarihimiz itibarıyla, gücünü îman, ümit ve azminden alan istiklâl mücadelesi kahramanlarının husûsî mazhariyet ve temsilleri istisna edilecek olursa, bu hep böyle cereyan edegelmiştir. Kaldı ki, o mübarek hamleyi dahi, çıkış noktası itibarıyla kendinde var olan güç ve safvetiyle devam ettirdiğimizi söylememiz mümkün değildir. Evet, bugün artık, o ölçüde bir birlikten bahsetmek ve öyle bir kıyam ve dirilişi düşünmek imkânsız olmasa da çok güç olsa gerek..
- tarihinde hazırlandı.