Şûra ve İstişarenin Prensipleri
Şûrânın kendine göre vadettiği bir kısım neticeleri ve o neticelere ulaştıran bir kısım da kuralları vardır. Bu cümleden olarak; toplumun fikir ve müdahale seviyesini yükseltmek.. her yeni hâdisede onun görüşlerini alıp ona kendi önemini hatırlatmak, hatırlatıp alternatif düşünce üretmeye sevketmek.. İslâm'ın geleceği adına, şûrâ prensibini dinamik olarak sürekli gündemde tutmak.. bir ölçüde hemen her hâdise münâsebetiyle, 'Sevâd-ı A'zam'ın idareye katılmasını sağlamak.. halkın idareyi kontrol edip, gerektiğinde onun idarecileri sorgulaması şuurunu canlı tutmak.. yöneticilerin sorumsuzca davranışlarını engelleyip tasarruflarını sınırlandırmak.. gibi hususları zikredebiliriz. Daha önce de belirttiğimiz gibi, şûrânın bu hayâtî önemindendir ki, Allah, ashab-ı kirâmı senâ makamında 'Onların işleri kendi aralarında meşveret iledir' buyurur. Ayrıca Efendimiz'e, Uhud'un sonuna doğru ve en ızdıraplı dakikalarında, o acı son ve ızdıraplı dakikalara sebebiyet veren ashâbıyla 'Bu iş hususunda onlarla istişarede bulun!' diye bir kere daha meşvereti emreder ki fevkalâde mânidardır! Şûrâ kuralıyla alâkalı şerefnüzûl olan her iki âyet de, olabildiğince esnek, her devrin ihtiyacını karşılayabilecek mahiyette ve bütün zamanları aşacak genişliktedir. Öyle ki, dünya ne kadar değişirse değişsin, zaman ne kadar başkalaşırsa başkalaşsın, hatta isterse insanlık gidip fezada kentler kursun bu nasslara yeni bir şeyler ilâve etme lüzumu duyulmayacaktır. Aslında, İslâm'ın diğer kaide ve prensipleri de aynı esneklik ve aynı evrenselliğe açıktırlar.. ve zamana rağmen hep gençliklerini ve geçerliliklerini korumuşlardır ve koruyacaklardır da..
- tarihinde hazırlandı.