İhtiyatlı Olmak Gerekir

Bugün yapılan yanlışlar, yalnızca ‘dâbbe’yle sınırlı kalmıyor. Bir ilim adamı çıkıyor, ilim adına marifet yapıyorum diye "Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaçın" hadîsine, "Cüzzamın mikrobu tıpkı aslana benzemektedir. Bugün mikroskopla ortaya çıkan bu gerçeği Efendimiz (sav) 14 asır önce görmüş" diye yorumda bulunuyor. Halbuki, o mikrop hiç de aslana benzememektedir. Şimdi, böyle bir izahın yanlışlığı ortaya çıkınca -hâşâ-Efendimiz (sav)’den hilâf-ı vâki bir beyan sâdır olduğu intibaını vermeyecek midir? O halde, âyet ve hadîsleri ilimlere göre açıklamaya çalışırken, daima "fîhi nazar" deyip, daha başka ihtimalleri nazara alarak ihtiyatı elden bırakmamak lâzımdır. Pozitivizmin îdam sehpasına çekildiği ve rasyonalizmin pabucunun dama atıldığı günümüzde, âyet ve hadîsleri pozitif ilimlere tatbik etmek ve onların ardısıra koşturmak, bırakın âyet ve hadîse parlaklık kazandırmayı, tam tersine âyet ve hadîse karşı bir cinayettir. Bu mevzuda bugün yazılmış pek çok eserin nasıl yanlış temeller üzerine oturduğu bütün vüzuhuyla 5-10 sene sonra ortaya çıkacak ve iddia sahipleri sözlerinden dönmek mecburiyetinde kalacaklardır. Halbuki, Kur’ân’ın hakikat adına söyleyip de, geri çark ettiği hiç bir mesele yoktur ve olamaz da. Eğer, ilmî bir meseleyi Kur’ân’la tenakûz halinde görüyorsak, ya biz Kur’ân’ı yanlış anlıyoruz ya da ilim o meselede yanılmaktadır.