İleri Bir Medeniyetin Şartları

Konuyu bir başka zaviyeden ele alacak olursak; bir medeniyetin bütün muhassalası ve verileri, o medeniyetin ta kendisidir. Unutulmamalıdır ki, medeniyet vakasının en temel rüknü yetişmiş insan, en hayatî esası hür ve müstakil bir ülke, en kıymettar sermayesi de zamandır. Hemen bütün ileri ülkelerin bu dinamikleri çok iyi değerlendirdiğinde şüphe yok.. onlar, bu dinamikleri değerlendirmenin yanında, her zaman iyi bir iş bölümü yapmış, uzmanlığa saygılı olmuş, insana değer vermiş, başarıları ödüllendirmiş ve Allah’ın kendilerine bahşettiği ilk imkânları en iyi şekilde değerlendirmişlerdir. Aksine, mesâisini çok iyi tanzim edememiş, insanlar arasında ciddî bir iş bölümü yapamamış, yeraltı, yerüstü zenginliklerinin şifresini çözememiş, insanın gerçek değerini kavrayamamış ve zamanı sıkıştıra sıkıştıra değerlendirememiş toplumlarda ise, bu kıymetler üstü kıymet ifade eden dinamikler tıpkı kadrini bilmeyen bir satıcının eline düşmüş kıymetsiz zannedilen herhangi bir nesneden farkı yoktur.

Bugün, kendi medeniyetlerinin akislerini tarihe ve haritalara aksettiren bütün milletler, böyle bir değerlendirme ve tanzim etme ameliyesi, böyle bir terkip ve tahlil kabiliyeti, böyle bir metafizik mülâhaza ve mistik coşkuyla tarihin sayfalarında altı çizili yazılar haline gelmiştir. Brahmanizmden Budizme, Yahudilikten Hıristiyanlığa, ondan da İslâm’a uzanan çizgide dünya kadar millet, iman, aşk, metafizik mülâhaza beşiğinde sallana sallana toprağa, insana ve zamana âdeta cennetlik değerler kazandırmışlardır.