İslâm Herşeye Bir Çözüm Getirmiştir
Oysa ki İslâm, insanoğluna, hemen her sahada uygulanabilen, uygulanmalarında alternatif gerçekleştirme yolları bulunan nevi şahsına mahsus bir nizam va'd ediyordu. Onun çağrısına kulak verenler, kendi tabiatlarıyla, aynı döl yatağında gelişmiş bir nizamın televvün ve şivesini buluyorlardı. O, vicdanlarındaki ilk kabûlden, hayatın en uç noktasındaki ahlâkî meselelere kadar, hiçbir hususu ihmal etmeme genişliğiyle, ferdî ve ailevî en küçük bir problemden en muğlak içtimaî konulara kadar hemen her mevzûda çok farklı çözümler teklif ediyor ve en dar soluklu müntesiplerini bile katiyen yollarda bırakmıyordu. O, işe ferdî vicdandan başlıyor; orada tam yerleştikten sonra da, kendine has faikiyetiyle kendini aşıyor, çevresini aşıyor ve her yeri bir filizlenme zeminine çevirerek dört bir yana rûhunun boyasını çalıyor ve çimlendiği hemen her bucakta hayatın rengini, şîvesini değiştiriyor ve gönüllere ebedî var olmanın mesajlarını duyuruyordu. Onun her mesajı evrensel sulhten bir nağme, içtimaî âhenkten bir beste, hoşgörü ve diyalogdan da birer "nefes"ti. Kabalık, hoyratlık, kin ve nefret, onun dıştaki hasımlarının ruh yapılarına ait akisler ve cahil müntesiplerinin de hazımsızlıklarından kaynaklanan gaseyanlardı. Ne var ki o, kendi aydınlığına rağmen, bazen bu düşmanlardan birinin haylûletiyle küsufa uğrarken, bazen de ikisinin birden boşalttığı zulmetlerle hüsuflar yaşadı.
- tarihinde hazırlandı.