Kültürel Değerlerin Dinamikliği

Denebilir ki, dünden bugüne hemen her medeniyette, çevre, "kültürel" değerlerin kaynağı olagelmiştir. Biz buna, duygular, düşünceler, tavırlar, sesler, renkler, üslûplar, şiveler ve millet tabiatının başka derinliklerini ihtiva eden pek çok hususiyetten oluşmuş umumî çevre de diyebiliriz. Böyle bir yaklaşımın haklılığını gösterecek pek çok şeyden bahsetmek mümkündür ama; biz şimdilik, toplumun her kesimince, hava gibi teneffüs edilen, su gibi yudumlanan, çiçekler gibi koklanan ve tabiat gibi dinlenen en güçlü dinamik olan kültürün bu umumiliği üzerinde durmak istiyoruz. İşte ancak böyle bir umumilik içindedir ki kültür, genişler ve kalıcı bir tesire sahip hâle gelir ki, kültür dediğimizde de akla gelen bu olmalıdır. Evet o, bir çoban üzerinde icra ettiği tesir ölçüsünde, bir aydın, bir bilge üzerinde de müessirdir. Su, toprak, hava ve güneşin birleşik noktası bir canlının varlığa ermesi ve varlığını sürdürmesi adına ne ise, bir toplumun bu günü ve yarını adına da kültür aynı şeydir. Evet o, hem ferdi hem de toplumu psişik yönü ve ahlâkî ufkuyla kıvama erdiren en önemli bir dinamiktir.