Zincirleme İmkansızlıklar...
Evet, her şey tevhid-i hakikiye bağlanmadığı zaman, pek çok yaratan, inşa eden, öldüren, dirilten, görüp-gözeten ilah gücünde müessirlere ihtiyaç duyulacağı zaruridir. Böyle bir şeye ihtimal vermek ise, zincirleme pek çok muhali (imkansızlık) birden kabul etmek demektir ki, böyle bir şeyin akla aykırı olduğu açıktır. Kelamcıların değişik ad ve unvanlarla çokça başvurdukları bu manadaki makuliyet ve gayrimakuliyet, Bediüzzaman'da, ayrı bir Kur'ani ses ve soluğa dönüşür ki; insan, imana müteallik konularda onu takip ederken, Kur'an'ın, "akli olan"a ve "olmayan"a yüklediği manaları apaçık görür. Kur'an: "Şayet yerde ve gökte Allah'tan başka ilahlar bulunsaydı, arz da, sema da fesada uğrardı." (Enbiya, 21/22) gibi ayetleriyle sürekli bu konuyu muhakeme etmeye çağırır ve mantıklarımıza yeni yeni ufuklar açar.
Aslında Kur'an, taabbüdi emirlerdeki aşkınlık müstesna, hemen her meselesini akıl, mantık ve muhakemeye tescil ettirerek mesajlarında ne akli, ne kalbi, ne ruhi ne de hissi bir boşluğa katiyen meydan vermez. Aksine O, değişik türden hüküm ve iddialarını, makul olmayana bina etmiş birbirinden farklı pek çok hasım karşısında hep, salim düşüncenin, kurallı muhakemenin, disiplinli mantığın sesi-soluğu olagelmiştir; olagelmiş ve karşı tarafın ne kadar gayrimakul türden mugalatası, demagojisi, diyalektiği varsa hepsini susturmuş, bütün mücadelelerini zaferle noktalamıştır ki, biz buna, aynı zamanda hem Hak elçilerinin hem de akl-ı selimin zaferleri diyoruz.
- tarihinde hazırlandı.