Duyuşlar

Yollardayız her zaman, iman, azim iç içe,
Yürüyoruz durmadan önümüzde tepeler..
Masmavi ümitler fecrinde her gün, her gece,
Nurlu bir şafak gibi tülleniyor öteler...

Gül kırmızı ufuklar, apaçık nûra gebe,
Zirveleri kolluyor güneşin hüzmeleri..
Aşıldı ve aşılıyor bir bir her engebe;
Bahar var az ötede ilkinden de ileri.

Yolcusuyuz sahilsiz enginlerin tâ dünden,
Gözlerimiz pâr pâr, gönüllerimizde huzûr;
Hep uhrevî neşveler duyuyoruz derinden..
Ve Cennet kokuları geliyor buhûr buhûr...

İçimize hüzme hüzme ışıklar yağıyor,
Görüyor gibiyiz o ak çağları şimdiden;
Geceler hırıltıda tan yeri ağarıyor..
Ve derken geçmişle buluşuyoruz âniden.

Baharlar çağlıyor hazan estiği yerlerde,
Meltemle fısıldaşıyor her yanda yapraklar;
Ukbâ nağmeleri duyuluyor perde perde,
Şimdi başka türlü dalgalanıyor bayraklar...

Yürüyelim durmadan az ilerde son nokta,
Hayat bir sırlı rüyâ, iman da bir tatlı ses;
Yaşanan şu ömrümüz bir ezelî plâkta..
Var olmak ne güzel, âkıbet ondan da enfes.!

Sızıntı, Aralık 1994, Cilt 16, Sayı 191