Eski Günler

Hep eski yamaçlarda yeni güller,
Arayıp durmuştun bir ömür boyu..
Çiçeklerde geçmiş günlerin bûyu,
Mâziden renkleri, mâziden suyu,
Gelir sanmıştın o masmavi dünler...

Mecnun gibi hep bir âhû peşinde,
Çölden çöle koştun tâ doğuşundan,
Çıkmadı asla hayâlinden cânân;
Hayatın bir nişan, ölümün bin şan,
Varları atıp yoku seçişinde...

Sessizdi rûhun derinliklerinde,
Hayâlindeki o mavi dünyalar;
Yol gösteriyordu sana semalar,
Semâya doğru yükselen sadâlar,
Ne ra’şeler vardı akislerinde..!

Sen coşkun, mevsim de tam müsaitti,
Çiçek koklamak için her bucakta..
Bir ak horoz ötüyordu şafakta,
Yankılandı nağmesi her dudakta,
Gökler de bu armoniye şâhitti...

Bilmedin hayatta baharı-güzü,
Zevk u safâ bir yanda, sen bir yanda,
Herkes serâzâd olduğu zamanda,
Âdeta esir yaşadın cihanda,
Gece gibi geçirmiştin gündüzü...

Sızıntı, Şubat 1991, Cilt 13, Sayı 145