Hülyâlarımdaki Dünya

Söyleyin nerde rûhumun dünyası o diyâr,
Ferhat gibi dağları yarıp yarıp gideyim..
Eşiğine baş koyup da ağlayayım zâr zâr,
'Ne olur gel, gel artık' diye feryât edeyim!

Yıllar var onun hayâliyle avunuyorum,
Kanayan şu gönlümde en onulmaz yaralar;
Kimse bilmez nasıl bir hicranla yanıyorum,
Gözlerimden akan gönlümdeki hâtıralar...

Ey tatlı hülyâ, bir şifâ sun kendi dilinden,
Âteş-i hicranımı onunla söndüreyim.
Vur mızrabını, nağmeler duyur bam telinden,
Duyur ki, onunla efgânımı dindireyim.

Sızıntı, Eylül 1998, Cilt 20, Sayı 236