Izdırap
Izdırap, gece yarısında vuran gonk gibi,
Tın tın öter, hoplatır yüreğimi âniden.
Eski hülyâlarım ki, yok hiçbirinin dibi,
Gelip boşalıverir hepsi başıma birden...
Izdırap, yalnız kaldığım anlardaki dostum,
Rûhumu saran hafakan, kafamda yanan kor.
İnleyeyim derim; inleyemez yutkunurum;
Yanıp da dışa sızdırmamak doğrusu çok zor...
Izdırap, farklı farklı kendini hissettirir;
Söyler hep ayrı telden söylediği her şeyi..
Bir bilsen o beraberinde neler getirir;
Hatırlatır bizlere insanlığı, sevgiyi.
Her gece bir sürü ilham, bir sürü de azap,
Ve, düşünce kuşağında bir doğum sancısı..
Azapsız dimağların görecekleri serap,
Sancı bir haz, sancısızlık hayatın acısı...
Ey ızdırap; anladım ki her şey senin ile!
Sen Hakk’a giden yollarda vuslata vesile...
Sızıntı, Şubat 1985, Cilt 7, Sayı 73
- tarihinde hazırlandı.