Şanlı Süvari

Dopdolu bir şevkle coşup yollara düşeli,
Geçtin mâniaları küheylân gibi bir bir.
Encâma ereceğin heyecanından belli;
Şahlan ki geliyor gökler ötesinden tebşir...

Şimdiye dek dâvân uğruna pek çok şey aştın,
Hayâlinde tüllenen yarınlardan renklerle.
Rûhların el salladığı zirveye ulaştın;
Yâd ediliyor ismin göklerde meleklerle...

Erdiğin her merhalede ayrı bir aydınlık,
Cedlerle atbaşı koşuyorsun doludizgin.
Artık hırıltıya düştü her yanda karanlık,
Her yanda ayrı bir bahar birbirinden rengin...

Yıllarca görüp duyduğumuz bu tatlı rüyâ,
Nurdan tahtlara kurulmuş kutlu erleriyle.
Dünü ışıktan deryâ, yarın bir farklı ziyâ,
Rıdvan peşindeler mübârek seferleriyle.

Sonsuz’un aşkıyla yürüyorlar hep ileri,
Dillerinde ölümsüzlük türküsü öteden;
Açılıyor bir bir sır âlemin perdeleri,
Görüyorlar Cenneti bulundukları yerden.

Yürüyen yürüyor arkada koca dalgalar,
Şimdi tam visal kuşağında geçmiş-gelecek...
Bambaşka şeyler gösteriyor artık aynalar:
Bugün olmasa da er-geç millet dirilecek!

Sızıntı, Aralık 1985, Cilt 7, Sayı 83