Su

Dupduru bir derinlikle hep yoldadır sular,
İçinde varlığa erdiği yerden duygular...

Yüz sürer yerlere, sürer, kıvrım kıvrım akar,
Bir gözü bulutta, diğeri ummana bakar...

Vuslat şevkiyle çağlar, çağlarken de tüllenir,
Bir tatlı mûsıkî ki, duyanlar neş’elenir.

Köpüren dalgacıkları okşar-geçer rüzgâr,
Bir ivme neşvesiyle soluklanır dalgalar.

Vurur başını taştan taşa hicranla yanar,
Süzülüp göğe yükseldiği günleri arar...

Bir tül gibi yırtılır her aşılmaz tümsekte,
Akseder çığlıkları etrafa perde perde…

Koşar binlerce defa arınarak havzına,
Ses katar çevre onun hüzünlü âvâzına.

Ermek için deryaya hiç durmaz çağlar-coşar,
Bu coşkun sevdayla ne aşılmazları aşar..!

Şevkle şiirler sunar sesten, sözden âzâde,
Çevresine büyü salar aktığı her yerde!

Su ufkunda her zaman bir teselli duyulur,
Gönül bu tesellide aradığını bulur...

Hisler su çağıltılarıyla sükuna erer;
Toprak ufkunda su, insan ufkunda peygamber..

Cennet gibi yeşerir uğradıkları her yer,
Aşkı da vuslatı da suymuş, meşkeden meğer...

Sızıntı, Aralık 1996, Cilt 18, Sayı 215