Uyandığım Şafak
Uyandığımda ilk şafak, kar-kış başımdaydı,
Derken sabâ etrafa bahar muştusu yaydı.
Hicran demine denk bir lezzet çağı açıldı,
Ümit dünyama rengârenk ışıklar saçıldı.
Gönlüm şahlanıp, rûhum büyülendi bu hazla,
Eğildim, benliğimi saran hiss-i niyazla.[1]
Fecir karanlığın önünde ilerliyordu,
Yâkûb’a Yûsuf’unun kokusu geliyordu...
Bir başka çark ediyordu talihime felek,
Ufkumda Leylâ ümidi Mecnûn’unkine denk...
Hayat fışkırıyordu, hava, su ve topraktan;
Kurtuluyorduk artık milletçe yok olmaktan...
Sımsıcak günlerin râyihasıyla yeniden,
Şahlandı vatan ve vatan evlâdı derinden.
Artık güller, çiçekler, çemenlerle beraber,
Vardı o kutlu doğuştan bir sihirli haber...
Bu lâtif bahar örtüsü altındaki bizler
Şâd olduk; şâd oldu gökler, yerler ve öteler.
Sızıntı, Ağustos 1985, Cilt 7, Sayı 79
[1] Cenâb-ı Hakk’a duâ arzusuyla
- tarihinde hazırlandı.