Kırmızı Gül

Soru: Kutlu Doğum haftasında gül dağıtma meselesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mevlid-i şerif kutlamalarının, Hazreti İsa'nın viladetinden dolayı yapıldığı söylenen kutlamalara bir reaksiyon olarak ortaya konmasından endişe ediyorum. "Sizin paskalya bayramınınız, yılbaşınız varsa, bizim de Kutlu Doğum haftamız var" şeklindeki bir bayağı yaklaşıma girilmesinden korkuyorum. Aynen öyle de, "Bazı insanlar zeytin dalı uzatıyorlar, biz de gül dağıtalım" diyerek böyle bir işe kalkışılıyorsa, bunu da tasvip etmiyorum.

Aslında gül, İslâm dünyasında, bilhassa Anadolu insanları arasında Peygamber Efendimize alem olagelmiştir. Edebiyatımızda gül, Sevgili'nin, İnsanlığın İftihar Tablosu'nun remzidir. Rivayet olunur ki, Mi'rac Gecesi, Allah Rasûlü'nün (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) mübarek terleri yeryüzüne düşmüş ve düştüğü yerde de kırmızı gül bitivermiştir. Halk arasında böyle bilinmiş ve inanılmıştır. Bu rivayetin aslı varsa, şahsen böyle bir şeyin olabileceğine inanırım; Efendimiz'in terinden değil gül bitmesi, ırmaklar bile fışkırabilir; ama aslı yoksa, o türlü şeylere bir keramet elbisesi giydirmemek lazım. Fakat, o rivayetin aslı olsa da olmasa da, Mevlid Kandili'nde müslümanların gül hediye etmelerinin altında "Gül, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) teridir." anlayışı olduğunu zannediyorum. Şahsen, bu şekilde gül dağıtılmasına bütün bütün karşı değilim ama meseleyi "zeytin dalına karşı gül" şeklinde ele alarak bir reaksiyon haline getirmeyi de uygun bulmuyorum.

Kanaat-i acizanemce, meseleler reaksiyona bağlanmamalı, başka ve yeni şeyler bulunmalı. Senenin değişik günlerinde bir aşure dağıtma, bir kitap hediye etme, kurban etinden bir parça verme ve bir gösterinin içine Efendimizle alâkalı bazı şeyleri de katarak insanlara cazip gelen bir usulle İlahî mesajı ulaştırma gibi yollar bir iki sene faydalı olabilir. Fakat, zamanla bunlar da cazibesini yitirir ve birkaç sene sonra sevimsiz olmaya başlar. Öyleyse, sonraki seneler için daha farklı metodlar bulmak, asıl itibarıyla taze ve diri olan meseleleri üslupsuzluğa kurban vermemek için alternatif espriler ortaya koymak gerekir. Mesela; Efendimiz'e arz edebileceğimiz en güzel hediyeler, aynı zamanda bizim için de şefaat vesilesi olan salât ü selamlardır ya da O'nun mübarek sözlerini öğrenip başkalarına da öğretmektir. Bir yerde arkadaşlarımızın yaptığı gibi, "cevâmi'ül-kelim"den kırk kadar hadis-i şerif seçilip kitapçık halinde veya küçük kartlara yazılmış olarak hediye edilebilir. Bu sene şu hadisleri seçersiniz; gelecek sene de bir başka kırk hadisi hediye edersiniz. Onları verirken de "Bu armağanı vermemizin bedeli, bir sene içinde bu kırk tane hadisin ezberlenmesidir." dersiniz. Böylece, her sene, her ay, her gün yepyeni olan İnsanlığın İftihar Tablosu için taptaze hediyeler sunmuş olursunuz.

Evet, gül dağıtmanın tamamen karşısında olduğumu söylemek istemiyorum; fakat onun reaksiyoner bir tavır olduğunu da ifade etmeliyim. Gül verme ve zeytin dalı uzatma gibi şeyler İslâm kültüründe yoktur. Bizim kültürümüzün temel kanakları Kitap, Sünnet, icma-yı ümmet ve kıyas-ı fukaha gibi esaslardır. Bizim, bunlara bakmamız ve bunlarla işaret edilen yollarda yürümemiz gerekir. Yoksa, yapıp ettiklerimiz kendi yakıştırmalarımız olmaktan öteye geçemez.

Kırık Testi