İnsanlık İçin Önemli Girişim

Savaşlardan, çatışmalardan yorgun düşmüş bulunan dünyamız, bir yandan beşerin tatmin olmaz iştahı karşısında yeni çatışmalara zemin olma istidadı gösterirken, bir yandan da ister istemez bir barış, kaynaşma ve yeryüzünü bir kardeşlik beşiği haline getirme sürecine girmektedir.

Evet, tarih boyu hemen bütün çatışmaların kaynağını teşkil eden beşerin tatmin olmaz iştahını çok daha ulvi hedeflere ve rekabetin en hayırlısına yönelterek tatmin edecek olan dinamik ile, yeryüzünü "kardeşlik beşiği" haline getirecek dinamik aynı dinamiktir. Bu dinamik ise, hepimizin kabul ve takdir buyuracağı üzere "din"dir.

Din, sayılamayacak kadar ortak nokta taşır

Din, beşer iştahını, rekabetin zarar değil, fayda getirdiği sınırsız, sonsuz ve paylaşılmakla tükenmeyen, hatta eksilmeyen manevi ve ahlaki alana kanalize ederek çatışmaların önüne geçtiği gibi; renk, ırk ve coğrafya farklılıkları türünden, tamamen Yaratıcı İrade'ye bağlı ve dolayısıyla insan iradesinin dışındaki olguları ise birer realite olarak kabul edip, idealize etmemekle ve herhangi bir ayrımcılığa sebep saymamakla, yine savaşların, çatışmaların önüne geçer.

Bunun yanı sıra din, sayılamayacak kadar çok birleşme, kaynaşma ve dayanışma unsurları getirmiştir. Aynı Allah'a ve aynı iman esaslarına inanma, aynı Mabud'a ibadet etme; ilk insandan bu yana hemen herkesin peşinen kabul ettiği değişmez, evrensel ve vazgeçilmez pozitif ahlaki değerlerle birlikte; hile, aldatma, cana kıyma; mal, namus gibi değerlere göz dikme; ayrıca kıskançlık, tecavüz vb. bütün kötü fiil ve sıfatlara getirdiği yasak; insan hayatını düzenleyen İlahi Kitaplar'ın ve bu kitapları getiren, ayrıca ortak esaslarla gelen peygamberlerin aynı kudsi kaynağa dayanması gibi pek çok dinamik, insanların yeryüzünde kardeşçe yaşamaları için yeterlidir kanaatindeyim. Bu şekilde insanlar arasında sarsılmaz kardeşlik bağları oluşturan din, kendisini kabul etmeyenleri de, "insan olma kardeşliği"nde birleştirmekte ve "fitne"yi, fesadı, yani bozgunculuğu yeryüzünden silme gayesi taşımaktadır.

Gelecek için sevindirici bir olay

Bütün kaideleriyle, varlığın şuurlu ve irade sahibi kesimini kardeşlik potasında "bir yapma" gayesi taşıyan ve bu şekilde yeryüzünü, mutlak barış ve sükunun hüküm sürdüğü kainatın kalan kısmıyla bütünleştirip, neticede ortaya bir kardeşlik, barış, sükun ve saadet senfonisi çıkarmayı nihai hedefi kabul eden dinin, bazen kendi içinde veya tarih sürecinde aldığı İslam, Hıristiyanlık ve Yahudilik şekilleri arasında çatışmalara sebep olması ise, onun yanlış anlaşılıp yanlış uygulanmasından, bazen de, suiistimal edilmesinden kaynaklanmıştır.

Dinin sözünü ettiğim üç şeklinin güzide mensup ve temsilcilerinin, bugün medeniyet beşiği ve bu üç versiyonun birleşme, kaynaşma, kesişme merkezlerinden biri olan Urfa'da ve Hz. İbrahim adı altında asli fonksiyonunu görme adına, bir sempozyum çerçevesinde bir araya gelmiş olması, hem bizzat din için, hem de insanlığın yakın ve uzak geleceği için son derece sevindiricidir. Hepinizin malumu olduğu üzere, İslam'ın da, Hıristiyanlık ve Yahudiliğin de varıp dayandığı ana kaynak Hz. İbrahim olup, Halilullah unvanlı bu büyük peygamber, misyonuna bu topraklarda başlamış, oradan Suriye yoluyla Ken'an iline, yani Ürdün, İsrail ve Kudüs diyarına, oradan Mısır'a varmış, nihayet arşiyesini Mekke'de adeta tamamlamış ve burada oğluyla beraber Kabe'yi inşa etmiştir. Yani, kendinden sonraki tarihe işaret taşları, daha doğru bir ifadeyle projektörler koymuştur.

Mesafeler uzak; ama gönlüm sizlerle

Şahsen, dinler veya din mensupları arasındaki yakın ve sıcak diyaloğa samimi taraftar ve destek veren biri olarak, bu müstesna günde aranızda bulunmak isterdim. Fakat, malumunuz olan müzmin rahatsızlıklarım sebebiyle, bir yılı aşkın bir süredir bir başka diyarda adeta mecburi bir inziva hayatı yaşamaktayım. Fakat, mesafelerin uzaklığı, gönlümün sizinle birlikte olmasına tabii ki mani değildir.

Gönül ve gaye birliği içinde sempozyumun başarılı geçmesini dilerken, bu sempozyumu düzenleyen resmi-sivil kuruluşlarımıza tebrik ve teşekkürlerimi arz ile, iştirakçi çok değerli ilim adamlarımıza ve düşünürlerimize, ayrıca devlet ve siyaset erkanına, mahalli idarecilerimize, medya mensuplarına ve bütün misafirlere en içten saygılarımı ve iyi dileklerimi sunarım.