Hizmet Hareketi’nin ‘terör örgütü’ ilan edilme girişimiyle ilgili açıklama
Hizmet Hareketi, Sivil Toplum Hareketidir
Hizmet Hareketi bir sivil toplum hareketidir. Başlangıcı, toplumsal bir girişime dayanır. Bir hükümet politikası sonucu ortaya çıkmamıştır. Bütünüyle inanç temelli bir hareket olarak başlamış, siyaset dışı karaktere sahip bir kültür ve eğitim hareketi olarak gelişmiştir. Asıl hedefi, eğitim yoluyla bireyin değişimi ve dönüşümüdür. Hareket insanlığa hizmet için hayırseverliği, faziletli birey yetiştirmek için eğitimi, barışçıl ortak yasam için diyalogu teşvik etmektedir.
Hizmet hareketiyle ilgili olarak, bu gün camianın aleyhinde kanal kanal dolaşıp konuşmalar yapanlar da dahil hiç kimse, yasadışı bir eylemin gerçekleştirilmesi amacıyla bir araya gelindiğini iddia bile edememiştir. Hizmet hareketi ve Sayın Gülen suç işlemek amacıyla bir araya gelmiş olsa, 40 yıl boyunca işlemek için bir araya geldikleri suçu gizleyebilmeleri mümkün olmazdı. Bugüne kadar kimse de müvekkilimin ya da hizmet hareketi mensuplarının suç işlemek hem de terör örgütü kapsamında suç işlemek amacıyla bir araya geldiklerini iddia etmemiştir.
Bütün faaliyetleri toplumun gözü önünde olan bir toplamsal kesimin, suç işlemek için bir araya geldiğini ileri sürmek akıl ile bağdaşmaz. Onlarca yıllık tarihi olan sosyal bir grubun, milyonları bulan gönüllülerinden adi suç işlediği ileri sürülenler olsa bile, bu durumu hizmet hareketine gönül veren insanların suç işlemek için bir araya geldiği anlamına gelmez. Nasıl ki herhangi bir derneğin üyelerinden birinin suç işlemesi halinde derneğin üyelerinin suç işlemek için bir araya geldiği iddia edilemezse, hizmet hareketi mensuplarından birinin de suç işlemesi durumunda tüm camianın ve müvekkilimin suç işlemek için bir araya geldikleri iddia edilemez.
Hizmet Hareketi, “İslam’ın barış dini” olduğu gerçeğini temel felsefe olarak benimsemiş ve bütün faaliyetlerini bu çerçevede yürütmüştür. Herkesin beraber yaşayacağı bir Dünya için 170 küsur ülkede çaba sarf ettiği bir gerçektir. Hatta ‘Herkesle beraber yaşama” ve “Dinler arası diyalog” çalışmaları nedeniyle şiddetle eleştirildiği de bilinmektedir. Temel felsefesi bu olan bir kesimin eylemelerinin terör olarak nitelendirilmesi akıl ve mantıkla açıklanamayacağı gibi hayal bile edilemeyecek bir durumdur. Bunu ileri sürmek için ya bu hareketi hiç tanımamak, tanımak istememek ya da cinnet derecesinde kin ve nefretle hareket etmiş olmak gerekiyor. Esasında terör örgütü suçlamasının somut delilleri gösterilmediği gibi, ironik bir şekilde, tamamen temel haklar kapsamında kalan faaliyetler terör suçlamasına delil gösterilmektedir.
Siyasi iktidar tarafından kin ve nefretle müvekkilim suçlu gösterilmekte ve ne yazık ki bu açıklamalar doğrultusunda bu zamana kadar iktidar mensuplarının ön sıralarda olup desteklediği faaliyetler bugün suç örgütünün delili olarak kabul edilmektedir. Bu durum yöneltilen suçlamaların hukuki olmadığını göstermektedir.
Terör örgütü suçlamasına dayanak yapılan Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanılan raporda dahi cebir ve şiddet içeren eylemlere rastlanmadığı açık olarak belirtilmiştir. Emniyet raporuyla da sabit olduğu üzere, yaklaşık yarım yüzyıldır var olan Gülen Hareketinin cebir ve şiddete başvurduğunu gösteren tek bir eylem tespit edilebilmiş değildir. Oysa, müvekkilim ve/veya sevenleri neredeyse kesintisiz olarak her zaman (bazı istisnai dönemler hariç) devlet tarafından sürekli takip edilmişler, yasa dışı olarak iletişimleri dinlenmiş, özel hayatları sürekli gözetlenmiş ve bu bilgiler sürekli arşivlenmiştir. Bu durumun örneklerini görmek için, son 40 yıllık gazete haberleri, köşe yazıları, hangi kısmının doğru hangisinin yalan olduğu belli olmayan gazete manşetleri, internete yüklenen ve kendisine ait olduğu iddia edilen telefon görüşme kayıtları vb. bakılabilir. Bu kadar yakın takibe rağmen, tek bir şiddet eylemi tespit edilememişse, Gülen Hareketinin terör örgütü, müvekkilimin de terörist olduğu iddiası, avam ifadesiyle tam bir safsatadan ibarettir.
Sayın Gülen’in ve Hizmet hareketinin tek bir amacı vardır: O da en basit haliyle “herkesi kendi konumunda kabul edilerek inancını barış içerisinde, özgürce yaşayabileceği bir Dünyadır.’ Bu da Terörle Mücadele Kanunda sayılmamıştır. Haliyle suç teşkil etmeyen eylemlerde bulunmak üzere bir araya gelen Hizmet Hareketi fertlerinin eylem ve davranışları terör eylemi olarak nitelendirilemez. Bu nedenle de Hizmet Hareketine terör örgütü denilemez.
Kamuoyuna saygılarımızla…
Fetullah Gülen vekili
Av. Nurullah Albayrak
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ismi, resmî nüfus kaydında “Fetullah” olarak geçmektedir.
- tarihinde hazırlandı.