17 Aralık, 28 Şubat’a kadar sürdü. Tutuklu İranlı işadamı Reza Zarrab ile eski bakanlrın çocukları Barış Güler ve Kaan Çağlayan, 28 Şubat’ta nöbetçi hâkim kararı ile serbest bırakıldı. Başbakan yolsuzluk iddialarını, fezlekeleri, yasal dinleme kayıtlarını, imar planlarındaki değişiklikleri ve villaları; “komplo” ile izah etmeye çalıştı. Deliller, ‘paralel devlet, çete, örgüt, dış mihraklar’ söylemi ile perdelenmek istendi. 28 Şubat’ta benzeri görülen müthiş bir medya karartması ve yönlendirmesi yapıldı. ‘İrtica’nın yerini ‘Cemaat’ almıştı. Soygun şahane, Camia bahaneydi!
İktidar medyasında Fethullah Gülen Hocaefendi ve ona yakın işadamları hakkında bir merkezin ürettiği yalan haberler yayınlandı. Hocaefendi’nin yasa dışı şekilde kaydedilen, farklı tarihlerde yaptığı telefon görüşmeleri internet üzerinden yayıldı. Konuşmalarda herhangi bir suç unsuru olmamasına rağmen başlatılan algı ve karalama operasyonu günlerce sürdürüldü. Yasal olan sivil toplum kuruluşları, kurumlar ve dernekler sanki suç örgütüymüş gibi gösterildi.