Bir vazifeyi, makamı hırsla istemek liyakatsizliktir

Bir vazifeyi, makamı hırsla istemek liyakatsizliktir

İdare edenler, o işin içinde bulunuyorlar, idare ediyorlar. Kendini Kur’an’a hizmete adamış insanlar o türlü şeylere tenezzül etmemeli. O idare etmeyi bir yönüyle millete hükmetmeyi hafife almıyorum, yapılması lazım. Ama birileri yapıyorsa şayet, bence tenezzül edilmeyen bir şey gibi görmeli onu. Allah’ın rızası yanında ayak ucuyla itilecek bir şey görmeli. İhlas yanında ayak ucuyla itilecek gibi bir şey görmeli. Nasıl olsa yapan var.

Eğer Mısır’da Hazreti Yusuf zamanında olduğu gibi başka kimse yoksa o ayrı mesele. Seyyidina Hazreti Yusuf “Beni maliye nazırı yap, ben bu mevzuda bilgi sahibi ve hakikaten bu mevzuda korunması gerekli olan şeyleri koruyacak tipte, karakterde, donanımda bir insanım” (Yûsuf, 12/55) diyor. Bunu yorumlarken müfessirler diyorlar ki; orada bir başka insan olmadığından dolayı tek emin, tek güvenilir, peygamber çocuğu o olduğu için böyle bir şeye talip olmuştu. Bir başka yorumda diyorlar ki; Hazreti İbrahim’in dininde böyle bir şey caiz olabilir. Fakat bizde Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: “Bu vazife onundur ki o ‘benim değildir’ der; bu onun değildir ki o ‘benimdir’ der.” Bunu Hazreti Ebu Bekir, Ebu Ubeyde’yi Hazreti Ali’ye gönderirken söyler. Cevdet Paşa’nın Kısas-ı Enbiya tarihinde aynıyla vardır, Muhyiddin ibn Arabî’nin Müsameretü’l-Ebrar’ından almış naklediyor.

Ben şu olayım diyen o vazifeye liyakatini kaybetmiş demektir. Bir şey olma mevzuunda gayret gösteren esasen o mevzuda liyakatini kaybetmiş, itibarını kaybetmiştir. O güvenilir bir insan değildir. Ne zaman? O işi yapacak başkaları olduğu zaman. Hiç kimse yoksa tek başına o varsa “burada bir ben varım” diyebilir orada. Yoksa o işi yapacak başkaları varsa insana düşen şey, insan olan insana, istiğnadır. Sürekli bir başkasını tercihtir.

Hatta çok defa aklımdan geçiyor ki hani bu hizmet dairesi içinde böyle imamlığa koşan arkadaşlar, “Yahu bugün sen geç, sen kıldırsan”, “yok, sen kıldır”, “sen kıldır”, “sen kıldır”, “sen kıldır”, “sen kıldır” diye yarım saat böyle birbirlerine deseler, öyle bir iştiyakla bekliyorum ki bunu, bilemezsiniz. Keşke “sen kıldır” deseler.

“Bir kaymakam ol” dense, “sen ol”; “bir vali ol” dense, “yahu sen ol, Allah aşkına, niye beni zorluyorsun”; “milletvekili ol” dense, “yahu kurban olayım, bahtına düştüm, sen ol”; “başbakan ol” dense, “yahu bahtına düştüm, sen ol”, “sen ol” deyip herkes başkasını tercih etse Böyle olunca hiç niza olmaz, hiç rekabet olmaz, hiç çekememezlik olmaz. Her şey sulh ve sükun içinde devam eder gider.

Bu klip; Fethullah Gülen Hocaefendi'nin, 11 Kasım 2013 tarihinde yapmış olduğu "Öldürücü virüsler ve insan kazanmak" başlıklı Bamteli sohbetinden istifade edilerek hazırlanmıştır. Sohbetin tamamına http://www.fgulen.com/tr/abd-sohbetleri/bamteli/37236-fethullah-gulen-oldurucu-virusler-ve-insan-kazanmak adresinden ulaşabilirsiniz.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.