Türk muzungu çok farklı

Ugandalılar beyaz adamı ‘muzungu’ diye çağırıyor. Ama Türkiye’den gelen muzunguları çok seviyorlar ve onlardaki fedakârlık duygusuna hayranlar.

Türkiye’den 5 bin kilometre uzakta Afrika’nın doğusunda yer alan Uganda, yıllarca iç savaş cenderesinde ve sömürgeci ülkelerin boyunduruğunda kalan bir ülke. 35 milyonluk ülkede yaklaşık 300 Türk var. Ugandalıların bir Türk’le tanışması 1980’lere dayanıyor. Uganda’ya giden ilk Türk olan Şemsettin Çolak, sağ-sol çatışmasının ortasında kalmış, darbenin ardından da hapis cezası almış. Çolak, yaşadığı olumsuzlukların ardından çareyi ülkeden uzaklaşarak yeni bir hayat kurmakta bulmuş. İlk durak komşu ülke Suriye olmuş. Daha sonra Mısır’a, oradan da Afrika’daki Uganda’ya kadar uzanmış Çolak’ın arayışı. Kaderin cilvesi, Türkiye’deki karışıklıktan kaçan Çolak, iç savaşın içinde bulmuş kendini.

Uganda’da çiftçilik yapan Çolak, yıllar sonra yine memleketi Adana’dan yolu Uganda’ya düşen bir hemşehrisi Ahmet öğretmenin sesini duyunca nasıl heyecanlandığını o günkü coşkuyla anlatıyor: “Aileme, ülkeme, her şeyime kavuşmuş gibi oldum. Artık yalnız değildim. Ve Uganda’daki günlerimin daha güzel geçeceğini görmek artık hiç de zor değildi.”

Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi okul açmak için Uganda’ya gelen eğitim gönüllülerine elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışmış Çolak. Özveri ile geçen 2 yılın ardından başkent Kampala’daki ilk Türk okulu Light Academy açılır. Bu adımların ardından ülkeye gelen Türk iş adamlarının sayısı da her geçen gün artmış. Yıllar içerisinde Türk okulu ülkenin sayılı okulları arasında yer alırken, Ramazan ve Kurban bayramlarında ülkenin fakir insanlarına din ve inanç ayrımı yapmaksızın yardım eli uzatmıştır. Son dönemde ise Turkish Light Academy yardım organizasyonlarını Kimse Yok mu Derneği ile ortaklaşa gerçekleştiriyor. 3 senedir ülkede hem iftar çadırı kuruluyor hem de yardım kumanyaları dağıtılıyor. Biz de bu sene Türkiye’den hayırseverlerin Uganda halkına gönderdiği yardımların dağıtımına şahitlik etmek için Kampala’dayız.

Bu topraklarda yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen uzanan yardım eli büyük bir sevgi ile tutuluyor. İftar çadırında Müslüman, Hıristiyan ayrımı olmadan her gün yüzlerce Ugandalıya yemek dağıtılıyor. Başkente yaklaşık 2 saat uzaklıktaki Jinja’da ise Kimse Yok mu Derneği’nin açtığı klinik her gün ortalama 100 kişiye hizmet veriyor.

Ülke tarımsal anlamda zengin olsa da yetersiz politika ve uygulamalar bu zenginliğin halka yansımasını engelliyor. Bu sebeple Kimse Yok mu Derneği’nin bölgede yaptığı yardımlar hayli önemli. Uganda’nın en fakir köyü olan Karamoça’ya yaptığımız ziyarette de bunu daha net gördük. Yaklaşık 1 tonluk gıda yardımı yarım saat içerisinde bitti. Bizleri gören köylülerin yüzündeki gülümseme her şeyi anlatıyordu.

Ugandalıların arasında dolaşırken “muzungu” diyerek peşimizden koşturan çocukların şaşkınlığını yaşarken öğrendik ki ülkede “beyazlara” muzungu deniyor. Ancak Türklere olan ilgi yabana atılacak cinsten değil. Türkleri seviyorlar çünkü yüzyıllardır elindekini almaya gelenleri gören halk, Türklerle beraber paylaşmayı ve yardımlaşma duygusunu hayatlarının en önemli kısmına yerleştirmeyi başarabilmişler. Türkiye’ye dönmeden önce iftar sofrasına bizi davet eden Ugandalı Müslüman iş adamı Hacı İshak ile sohbetimizde bunu daha iyi anladık. İstanbul ve Erzurum’u ziyaret eden İshak adeta Türkiye sevdalısı: “Ben Türkiye’ye geldikten sonra daha çok sevdim Türkleri. Çünkü onlar cennet vatanı geride bırakıp bizim için, evet sadece bizim için buralara gelmişler. O yüzden yapılan her şey için sizlere minnettarız. Ve sizin için ne yapsak az. Türkiye’yi çok seviyorum. Dilerim bir gün buralarda da aynı güzellikleri buluruz.”

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.