Beni İkiye Böl, Ülkemi Bölme…

Okuduğum satırlardan çok etkilendim. Yıllar yılı merak ettiğim bir sorunun cevabına denk gelmiş olmaktan dolayı mutlu oldum. Keşke dedim, ülkemde kafası giderek karışan ve ayrılıkçı düşünce içine giren kimi vatandaşlarımız da olayı bu derinlikte ele alsalar ve bir aklıselimde buluşsalar diye düşündüm.

Önce beni etkileyen satırları yazayım, ardından yıllar yılı cevabını aradığımız soru neydi ona bakalım.

Dikkatinize sunmak istediğim satırlar Fethullah Gülen'e ait ve şöyle: "Bütün insanları insan oldukları için severim. Ancak şunu da ifade etmeliyim ki, hassaten Anadolu insanının benim gönül dünyamda ayrı bir yeri vardır. Çok rahatlıkla başımı kaldırım taşı diye onların ayakları altına koyabilirim. Bu itibarla şer güçlerin saf Anadolu insanının içine attıkları iftirak (ayrılık) tohumları beni ziyadesiyle dilgir eder ve yüreğimi dağlar.
Bu duygu ve düşünceden hareketle Mahatma Gandhi'nin kendi kalemiyle yazdığı hayatını anlattığı kitapta geçen ve bana çok dokunan şu satırlarını, dikkatlerinize sunmak istiyorum: Muhammed Ali Cinnah, Pakistan'ı Hindistan'dan ayırırken Gandhi ona yana yakıla şöyle der ve adeta inler: 'Cinnah! Bir bıçak al, başıma koy, beni tepeden tırnağa ikiye böl ama Hindistan'ı bölme.'

Samimi bir şekilde ifade ettiğim hislerimden biri de şu olmuştur: Ben, Türkiye'nin bir yanından bir parçasının herhangi bir ırkçılık hesabına bölünmesi ya da başka bir mülahazayla Doğu'da veya Güneydoğu'da bir avuç toprağın kopup gitme ihtimali karşısında, aynen Gandhi'nin dediği gibi 'Keşke, testereyle beni ikiye bölseler de, ülkemizden bir avuç bile toprak gitmese!' demişimdir. Zira o toprakla beraber insanımızın duygu ve düşüncesi sarsılacak ve parçalanma düşüncesi içine girecek... Bölenler ve bölünenler bir kere daha başkalarının piyonu haline gelecek ve hasımlarıyla hesaplaşma mevzuunda kat edilen mesafenin gerisinde kalarak elde edilen şeylerin hepsi kaybedilecektir."

Gelelim bu satırların neden önemli olduğuna.

Gandhi kimdir?

Bilindiği gibi Gandhi, Hindistan'ın ruhani ve siyasi önderidir. Hindistan'ın Britanya İmparatorluğu'ndan bağımsızlık kazanma mücadelesinin lideridir. Hayatı boyunca şiddet ve terörizmi reddetmiştir. Türk Kurtuluş Savaşı'nı desteklemiştir. Her zaman Hindu ve Müslümanların birlikte yaşadığı bağımsız bir Hindistan hayal etmiştir. Ancak Hindu ve Müslümanların Hindistan ve Pakistan şeklinde ayrılmasına engel olamamıştır.

Neden ayrıldılar?

İşte yazının başında ifade ettiğim yıllar yılı kafamı kurcalayan soru da bu... Aklım dünya ahvaline ermeye başladığından beri, Pakistan'ın Hindistan'dan ayrılmasına bir türlü anlam verememiş, "neden acaba" sorusunu sürekli sormuş ve "böl, parçala, yönet" anlayışıyla dünyayı idare eden İngiliz emperyalizminin oyununa geldiklerini düşünmüşümdür. Gandhi'nin Cinnah'a feryadını Gülen'in "Fasıldan Fasıla 5" de daha yeni okuma fırsatı bulunca, demek yanılmamışım diye düşündüm.

Neden mi?

Çanakkale Savaşı'nın ve hemen ardından gelen Türk Kurtuluş Savaşı'nın esaret altındaki tüm milletler de heyecan oluşturması ve hareketlenmeye neden olması üzerine, sömürgeleri üzerinde denetim kurmakta zorlanan İngilizler, bu tarihten sonra böl parçala yönet politikasına yönelmişlerdir. Çünkü o tarihte dünyadaki tüm İslam nüfusunun yüzde 68'i tek başına İngiliz sömürgesi altındaydı. Kalanı da diğer emperyalist devletlerin kontrolü altında bulunuyordu.

İngiliz planı devrede...

İngilizler Asya Alt Kıtası'nda hâkimiyetlerini giderek kaybetmeye başlayınca, Hindistan'ı parçalama fikrini uygulamaya koydular. Müslüman nüfusun ayrı bir ülkesi olması düşüncesi ile 1947 yılında Hindistan'da çalışmalar başlatıldı ve Muhammed Ali Cinnah önderliğinde Doğu ve Batı Pakistan kuruldu. Ayrılma süreci sancılı oldu. İki taraftan 1 milyondan fazla insan hayatını kaybetti.

Türkiye'nin Pakistan Büyükelçiliğinin resmi web sayfasında konuyla ilgili şu satırlar yer alıyor: "Pakistan, Muhammed Ali Cinnah'ın liderliğinde İngiliz yönetimince hazırlanan "Bölünme Planı" çerçevesinde Müslümanların çoğunlukta bulunduğu Hint eyaletlerinin bölünmesi veya ayrılması ile 14 Ağustos 1947 tarihinde kurulmuş ve Muhammed Ali Cinnah ülkenin ilk Genel Valiliğine seçilmiştir. 1971 yılında Doğu Pakistan ayrılarak Bengaldeş kurulmuştur. Aynı yıl Hindistan'la mağlubiyetle sonuçlanan üçüncü savaş gerçekleştirilmiştir."

Kritik soru...

Pakistan ve Bangladeş'in Hindistan'dan ayrılmasının neden iyi olmadığını bazı okuyucularımız merak edebilirler. Bangladeş'in nüfusu 140 milyondur. Halkının yüzde % 85'i Müslüman'dır. Pakistan'ın nüfusu 160 milyonu aşmıştır. Şu an nüfusu 1 Milyar 125 Milyon olan Hindistan'ın da yüzde 12'si Müslüman'dır.

Yani, Hindistan'da yaşayan Müslümanlar iki ayrı devlet kurarak Hindistan'dan ayrılmasalardı, bugün Hindistan dünyanın en büyük nüfusuna sahip ülkesi olacak ve halkının yarısı da Müslümanlardan oluşacaktı. Son yıllarda büyük gelişme kaydeden ve giderek güçlenen Hindistan gibi büyük bir ülkenin nüfusunun yarısının Müslüman olmasının elbette bölge üzerinde bir ağırlığı olacaktı. İşte bunu öngördükleri için yol yakınken böldüler. Bu ülkeler ayrıldılar da tam bağımsız mı oldular. Her üç ülke de halen İngiliz Milletler Topluluğuna (Commonwealth of Nations) dâhil 53 ülke arasında.

Sakın oyuna gelmeyin...

Gelelim bu konuyu bugünlerde neden gündeme getirdiğimize...

Başbakan Erdoğan'ın Çanakkale Deniz Zaferi'nin 92'nci yıldönümü törenleri nedeniyle 18 Mart Stadyumu'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmayı dikkatle dinledim. Ülkenin doğulu batısıyla bu vatan için verdiği mücadeleye ısrarla vurgu yaptı. Çanakkale'yi geçilmez kılan o ruhu asla kaybetmemeliyiz dedi. Bu mukaddes emanete sadakatle, onurla sahip çıkacakları, şartlar ne olursa olsun milletin başını yere eğdirmeyecekleri sözünü verdi.

Son sözümüz mü? Tarih, "Beni böl, Hindistan'ı bölme" diye Cinnah'a haykıran Mahatma Gandi'yi haklı çıkardı. Bu sözdeki ruha son yıllarda o kadar çok ihtiyacımız var ki...

Bu topraklarda yeni bir fitne oyununa alet olmanın bedeli çok ağır olacak görünüyor.

Tam da bugünlerde Çanakkale ruhundan ders almak başka nasıl olur ki?
Bilmem anlatabildim mi?

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.