Dünya Hayatının Zinetleri
Kur'ân-ı Kerim'de Kehf sûresi: "Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır." (Kehf, 18/46) buyurularak, genel anlamda mal ve evlâdın dünya hayatının ziyneti, debdebesi, ihtişamı olduğu vurgulanır, hafife alınmaz konumu hatırlatılır. Evet bunlar, dünyanın dünyaya bakan yönleridir ve onun bu ciheti solan, pörsüyen, bozulan, rahatsız eden cihetidir.
Demek ki dünya malı bizzat iftihar edilecek bir şey değildir. Hadd-i zatında evlât da kendisi ile iftihar edilecek bir şey değildir. Ancak bunlar, ahirete, Allah'a müteveccih olunca kıymetler üstü kıymetlere ulaşır ve bâkiyât, sâlihât sırasına girerler. Sâlihâta dönüşünce de, burada bir tohum iken ahirette semalara ser çekmiş ağaçlar gibi salkım salkım meyveleriyle arz-ı endam ederler.
Arz etmeye çalıştığımız bu hususlar, Kur'ân-ı Kerim'in bizim için vaz' ettiği prensipler olarak en doğru yöntemi tayin eden hayatbahş hususlardır. Bunlar, sadece Kur'ân'ın eczahâne-i kübrası ve Rasûlü Ekrem'in (sallallahu aleyhi ve sellem) uğurlu, bereketli elleriyle ördüğü, temsil buyurduğu sistem içinde mevcuttur. Vahyin, Sünnetin ulvî sadasına kulak kesilip, onunla hayatbahş olmak ise tamamen bir nasip meselesidir.
- tarihinde hazırlandı.