Söz Erleri
Söz erleri semavî bülbüllerdir. Onların dilleri, dostların sînelerinin inşirahı, düşmanların da korkulu rüyalarıdır. Bunların dillerinden dökülen söz süngüleri, muhariplerin kılıçlarından daha keskin, mızraklarından daha ürperticidir. Hekimler, kılıç yaralarını, ok yaralarını tedavi edebilmişlerdir ama, söz yaralarını tedavi ettikleri görülmemiştir. Sözün en müessir ve en içlisini peygamberler, sonra da derecesine göre ilhâma açık saf gönüller söylemişlerdir. Söylemiş ve yerinde karanlığın bağrına yağdırdıkları söz oklarıyla zulmetleri delik-deşik etmiş; yerinde sînelere saldıkları beyân kıvılcımlarıyla ruhlarda yangınlar meydana getirmiş ve yerinde de rahmet damlaları şeklindeki kelimeleri dört bir yana saçarak her yeri cennetlere çevirmişlerdir.
Hele ilham üveyklerinin kanatlandığı vakit, dudaklarından saçılan incileri toplamak için melekler bile onlara koşmuş ve onların dizlerine kapanmışlardır.
Söz erleri güneş gibidirler; kendilerine rağmen durmadan çevrelerini aydınlatırlar.. derya gibidirler. Dünyanın en zengin hazinelerini hem de hiç hissettirmeden sînelerinde taşır ve bir mum gibi etraflarına ışık verir; fakat, başlar önlerinde mahcup ve iki büklüm yaşarlar. Halk içinde mütevâzilerden daha mütevâzi, Hak’la beraber olunca da fevkalâde uyanıktırlar. Çevrelerine yığın-yığın cevherler dağıtır dururlar da bunun farkında bile olmazlar. Olmazlar; zira, iç dünyalarında her an daha kıymetli pırlantalar peşindedirler.
Buldukları o, zebercedden nükteleri açıklarken, sesleri kıyamet sûru gibi çınlar; sihirleri insi-cinni büyüler; meyhanedekiler de mescittekiler de her yandan onların cevherlerine koşar.
- tarihinde hazırlandı.