AB Yolunda Önemli Sivil Bir Girişim

Başbakan Mesut Yılmaz'ın AB'ye üyelik için sivil toplum örgütleri ile basından yardım istediği İzmir Ticaret Odası meclis toplantısındaki konuşması esnasında 11 OECD ülkesi büyükelçisi eşleri ile birlikte Ege'yi geziyorlardı.

Daha birkaç ay önce İzmir'in 5000. kuruluş yıldönümü kutlamaları çerçevesinde 4 semavi dinin temsilcileri ile çok sayıda yabancı gazeteciyi bir sempozyumda buluşturan çiçeği burnundaki Sivil Düşünce ve Demokrasi Hareketi Derneği (SDH), bu sefer de büyükelçileri İzmir'de bir araya getirmeyi başardı.

Yeni Zelanda, İsviçre, Kore, Danimarka, Macaristan, Slovenya, İspanya, İrlanda, Avustralya, Hollanda ve Kanada büyükelçileri ve eşleri 4 gün boyunca Ege'nin tarihî ve turistik yerlerini gezdiler.

İlk gün tarihî asansördeki akşam yemeğinde bulundum. Gezi programını muhabir arkadaşlarımla takip ettim. Büyükelçiler, SDH'nin 'Medeniyetler Beşiği Ege' gezisinde, İzmir'de kutsal dinî mekânlardan San Policarp Kilisesi, Hisar Camii, Bed İsrael Sinagogu'nu ziyaret ettiler. Selçuk'ta Meryemana Evi'ni ve Efes Harabeleri'ni gezdiler. Muğla'ya geçerek Dalyan ilçesinde yat turu yaptılar. Tarihle iç içe olan Kaunos'a geçerek caretta kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktıkları sahilde tur attılar. Büyükelçiler ve eşleri, son olarak Aziz Yuhanna'nın uğradığı ve Hıristiyanlığın ilk 7 kilisesinden biri olan St Jean Kilisesi ile dünyada ilk parayı basan Kreyzus'un bölgesi Sart şehrini gezdiler.

SDH'nın organizasyonuna vali ve belediye başkanları her türlü desteği verdiler. İzmir, Manisa, Muğla ve Denizli, misafirleri ağırlamak için elinden geleni yaptı. Dernek Başkanı Prof. Adnan Gülerman ve diğer yetkililer ile görüştüm. Aylarca bu programa hazırlanmışlar. Ankara'ya gidip Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile görüşerek bakanlığın desteğini de almışlar. Büyükelçilikleri tek tek aramış, bazıları ile makamlarında yüz yüze görüşmüşler. Uzun bir hazırlık dönemi ve mekik diplomasisinden sonra büyükelçileri eşleri ile birlikte geziye katılmaya ikna etmişler. ABD, İngiltere gibi davet edilen bir iki ülkenin büyükelçisi çok önemli mazeretlerle özür bildirmişler.

Avrupa Birliği'ne girme yolunda devlet kadar sivil kitle örgütlerine de görevler düşüyor. Sivil Düşünce ve Demokrasi Hareketi, 4 günlük Ege gezisi ile Türkiye'nin tanıtımına büyük katkıda bulunuyor. Ege'nin tarihî mekânlarını gezen büyükelçiler, sıcak, samimi bir ortamda çok olumlu izlenimlerle başkentin yolunu tutuyorlar. Dünya ve Avrupa kamuoyundaki ülkemizi yıpratma kampanyaları sürerken, sivil bir organizasyonla Türkiye'nin çağdaş yüzü yabancı ülke temsilcilerine gösteriliyor.

Gezinin son gününde büyükelçiler adına bir konuşma yapan Avustralya Büyükelçisi Ian Kenneth Forsyht, "Türkiye'nin medeniyetler beşiği olduğunu bu gezide gördük. Ülkeniz medeniyetlerin buluşmasını sağlayabilir." diye konuşuyor. Forsyht, Ege ile ilgili izlenimlerini de şöyle anlatıyor: "35 ülkeyi gezdim, gördüm, vazifeler yaptım. 4 gün boyunca burada gördüklerimden Ege'nin sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en iyi ve güzel bölgesi olduğunu anladım."

AB dışında kalan bir Türkiye, kendi vizyonunu gerçekleştirebilir mi? Geleceğin dünyası siyasî ve ekonomik entegrasyonlar üzerine kuruluyor. Bunun dışında kalan ülkeler varlığını sürdüremez. Önemli bir kavşağa giderken iç sorunlarla ve kısır çekişmelerle geçirilecek zaman yok. Tabelasının başında "çağdaş" olan dernek ve vakıflar, eğer çağla gerçekten bütünleşmek istiyorlarsa bunu söylemleri kadar etkinliklerine de yansıtmalı. SDH'yı diğerleri takip etmeli.

Bir geri adım mı?

Dün bir gazetede yer alan "DGM'ye soruşturma" haberi, Gülen davası yaklaşırken hakimlere baskıların artacağını gösteriyor. 'Demoklesin kılıcı'nı başlarında hisseden hakimler nasıl karar verecekler? Adalet Bakanı'nın "Yargıyı töhmet altında bırakmayın" çağrıları ortada iken bu maksatlı haberleri basına servis yaparak hakimleri psikolojik yönden baskı altına alma çabalarının kaynağı neresi? Bir yargısız infaz oyunu mu tezgâhlanıyor? Hukukun üstünlüğü mü, üstünlerin hukuku mu? AB'ye üyelik yolunda önemli adımlar atmaya hazırlanan Türkiye, rahatlıkla "hukukun üstünlüğü" diyebilmeli. Halkın en güvendiği kurumlar sıralamasında Cumhurbaşkanlığı makamını zirveye taşıyan Sezer'in Meclis'te yaptığı konuşmada söylediği gibi; "Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşabilmek ancak hukuk devleti ilkesinin evrensel ölçütlere uygun olarak gerçekleştirilmesi, geliştirilmesi ve korunmasıyla mümkündür."